Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi deviren cuntanın yargısı birbiri ardına idam kararları veriyor.
Dünyada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dışında bu zulme, demokrasi skandalına tepki veren yok.
Bu duyarsızlıkla ilgili bir problem değil. Aksine, bölgeye, özellikle Mısır'a ve Türkiye'ye karşı ilgileri doruk yapmış durumda.
Çünkü asırlık Ortadoğu politikalarında bir kırılma anlamına gelen bu iki ülkedeki hareketlilik yeni bin yılın karakteristiğini belirleyecek.
Denemeyi sürdürüyorlar ama Türkiye'de başaramadılar. Askeri ve bürokratik vesayeti tasfiye edip siyaseti muktedir kılan, iç barışını ve ekonomik kalkınmasını sağlayan, dış politikasını bağımsızlaştıran Türkiye'yi durduramadılar.
Ancak ne yazık ki Mısır'da istediklerini "şimdilik" elde ettiler. Bu başarılarındaki en büyük etken kuşkusuz ki Mısır'ın demokrasi macerasının henüz başında olması.
Bu açıdan Mısır'ın konjönktürünü kısmen Türkiye'nin 1960'larına benzetmek mümkün. Mursi'nin iktidarda kalma süresi darbeciler tarafından idam edilen Menderes kadar uzun olmadı. Ama askerin hışmını üzerine çekme gerekçeleri benzer.
Mursi'nin Mısır'ı ABD'nin ve İsrail'in güdümünden çıkartma potansiyeline bile tahammül edemediler. Halkın, meşru siyasi temsilcileri vasıtasıyla yönetimi almasına bir kere müsaade edilirse devamının geleceğini biliyorlar.
Darbeci Sisi tıpkı Türkiye'deki 27 Mayıs cuntası gibi, halkın meşru temsilcilerini ezdi. Ancak ok Mısır'da da yaydan çıktı artık. Mısır halkı da onca darbe ve muhtıra atlatıp siyasi temsilcilerini muktedir kılmayı başaran Türkiyeliler gibi demokrasiye kavuşacak.
Zaman alacak ama mutlaka.
Baltacı Hürriyet
Mısır darbesinin ilk günlerinde bölgeye yazarlarını gönderip Sisi'nin pr'ını yapan Doğan Medya, idam kararları üzerine de aynı tavrını sürdürüyor.
O günleri hatırlıyorsunuz değil mi?
Biri, alanlarda seçtikleri siyasi temsilcilerini sahiplenen Mısır halkına saldıran baltacılardan "laiklik savunucuları," hatta "devrimciler" diye bahsediyordu.
Bir diğeri Mısırlıların darbeci Sisi'ye karşı sevgisine "ağzı açık" şahit olmuştu.
"Telaşa mahal yok" diyen hanımefendi ise, 12 Eylülcüler'in tesellisi ile yüreklerimize su serpiyordu: "Sakin olun canım. Sisi en kısa zamanda seçimlere gidileceğini söyledi ya işte!"
Basın tarihine utanç vesikası olarak kaydedilen bu satırların azmettiricileri işlerine devam ediyorlar.
Hürriyet Mursi'nin idam kararını son dakika olarak "Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaşkanına idam" spotuyla duyuruyor.
Mavi Marmara Katliamı'nda İsrail'den değil, öldürülen aktivistlerin acarlığından yakınan Gülen'in gazetesi ise sürmanşetten Sisi'ye selam çakıyor.
Devrik Cumhurbaşkanı Mursi'den "dönemin başbakanı" ifadesi misali "eski lider" diye bahseden Zaman, Sisi'nin idam gerekçelerini "hatırlatıyor."
Evet, biliyoruz, mesajları da hedefleri de belli. Tıpkı Mursi gibi yüzde 52 oyla cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan için "neden olmasın" diyorlar.
Neden olmayacağını 7 Haziran sabahı bir kez daha anlayacaklar.
Öyle ya, Mısır deneyiminden sonra aksini beklemek mümkün mü?