Türkiye'nin sol literatüründe çok geniş bir "faşist katiller" külliyatı vardır. Elbette faşizm olgusu da faşizm adına cinayetler işleyen faşist katiller olgusu da evrensel bir realitedir...
***
Hakikaten Türkiye'de de nasyonalizm ve faşizm adına dehşet katliamlar işlenmiştir. Bahçelievler gibi, 16 Mart gibi, Maraş, Sivas, Malatya, Çorum gibi faşist katliamlar yaşanmıştır. Bu bağlamda faşist barbarlara lanet okumak haklı ve gereklidir...
***
Öte yandan Türkiye solcularına da sormak gerekir:
"
Barut ve kanın keskin kokusunun zevkini aldığımda burun deliklerim genişliyor. İtiraf etmek isterim ki Baba, şu anda öldürmeyi gerçekten sevdiğimi keşfettim" diye
cinayetleriyle gurur duyan Ernesto Che
Guevara'nın bu faşist psikopatlardan ne
farkı vardır?
***
Daha açık konuşalım... Bahçelievler katliamında o gençleri demir tellerle boğarak öldürten
Abdullah Çatlı zihniyeti ile 32 kalibrelik tabancayla insanların beyninin sağ temporal lobuna delik açmakla övünen
Che Guevara zihniyeti arasında ne fark vardır?
***
Abdullah Çatlı'nın nasyonalizm adına Ernesto Guevara'nın enternasyonalizm ve devrim adına tavuk boğazlar gibi insan öldürmesi arasında fark yoktur. Zaten daha birçok açıdan bu iki figür birbirine aşırı benzemektedir...
***
Bir işkenceci katil faşist olunca kötü adam olacak ama aynı işkenceci katil sosyalist olunca iyi adam olacak öyle mi? Böyle ayrım yapan zihniyet alçak ve namussuzdur. Barbarlık ne adına olursa olsun barbarlıktır...
***
Hem Che Guevara hem de Abdullah Çatlı insan öldürmekten özel bir haz duyan ve infaz yapmaya tutku derecesinde bağlı iki adamdır. İşte iki gündür Guevara'nın kendi ifadelerinden alıntılarla ortaya koydum. Çatlı gibilerin ifadelerinde de Guevara'nın barbarlık içeren sözlerinin nerdeyse aynısını bol bol görürsünüz...
***
Türkiye'de solcular Che Guevara gibi kendi zalim ikonlarına, kendi psikopatlarına, kendi barbarlarına sahip çıkıp karşı tarafın faşist katillerini kınadıkça içinde oldukları bataklıktan asla çıkamayacaklar ve asla gerçek anlamda demokratik muhalif de olamayacaklar. Bu ülkede hiçbir yere de gelemeyecekler...