5 aydır Türkiye olarak bir fetret devrini yaşıyoruz. 5 aydır Türkiye'nin sokaklarına yeniden kaos ve istikrarsızlık egemen olmuştur. Bu ülkede yaşayan 80 milyon insan olarak toparlanmak ve düştüğümüz yerden ayağa kalkmak zorundayız.
1 Kasım 2015 dönemecinde AK Parti tek başına iktidara çok yakın durumda. Ya AK parti tek başına iktidar olacak ya da iki elin parmaklarını geçmeyen bir sayı eksik kalarak koalisyonun dev ortağı olacak. O sebeple AK Parti'nin tek başına hükümet olmasını isteyen her yurttaşa son 5 günde büyük görevler düşüyor...
***
Sadece şahıs olarak oy vermek yetmez.
AK Parti'nin hatalarından ötürü sandığa gitmeye gönlü yanaşmayan kardeşlerimizi de ikna etmeliyiz.
Çünkü koalisyon alternatifi Türkiye için çok daha zararlı bir yoldur.
Elbette AK Parti'nin hatalarından ve yanlışlarından ben de çok rahatsızım. 1 Kasım sonrası kurulacak yeni AK Parti hükümetinde bir daha bu yanlışların yapılmaması için yazacağım onlarca yazı olacak.
Fakat şunu da biliyorum ki her koalisyon ihtimali Türkiye açısından mevcuttan daha kötüye gidiş demektir. Aslında sandığa gitmeyen küskün AK Parti seçmeni de bunu biliyor ve konuşunca ikna oluyorlar. 1 Kasım'a kadar her gün bu kardeşlerimizle konuşmalıyız.
Sahadaki tüm AK Parti teşkilatına büyük görev düşüyor. Yüz yüze konuşabildiğiniz kadar insanla görüşün ve ikna etmeye çalışın.
Zaten ikna edeceğiniz kişiler de AK Parti seçmeni ve 10 Ağustos 2014'te Tayyip Erdoğan'a oy atmış insanlarımızdır.
***
Dün de ifade ettiğim gibi İstanbul ve İzmir AK Parti teşkilatlarının çalışmalarını yakın gözleme imkânı buldum ve çok başarılı bir yolda ilerlediklerini gördüm. Diğer şehirleri bilmem ama
İstanbul ve İzmir'de AK Parti kazanacağı milletvekili sayısını artıracaktır.
Zaten artık mesele genel oy oranından da ziyade yeni milletvekili kazanmaktır. Yeni milletvekilleri kazanmak açısından çok önemli olan İzmir'de Binali Yıldırım'ın önderliğinde İzmir teşkilatının çok büyük performans sergilediğini biliyorum. İzmir'den en az 10-11 AK Parti milletvekili çıkması gerekiyor.
Öte yandan geçen seçim bağımsız adaylara giden İzmir'deki cemaat oylarının nereye yöneleceği önemli konu. Dün bahsettiğim tağşiş işlerine meraklı İzmirli paralel finansör tüm cemaat oylarının CHP'ye gitmesi ve AK Parti'nin toplam 8 milletvekilinde kalması için çok ciddi paralar döküyor. Bu arada numaradan AK Parti yalakalığını da sürdürüyor. Açık ve dürüst davranıp muhalefet etse söyleyecek lafım olmaz.
Benim kızdığım bu tağşişçi işadamının eyyamcı ve kaypak tavrı. Bir yandan AK Parti'ye hâlâ destek oluyormuş ve paralel yapıdan kopmuş gibi davranıyor. Bir yandan CHP için çalışıyor. AK Parti İzmir'dekiler sakın öyle bedelsiz bina tahsis etmelerle ya da bu şahsın attığı yemlerle avlanmasınlar.
Bu şahsın 17 Aralık süreci boyunca sahibi olduğu yerel TV ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında yaptığı korkunç kara propagandalar arşivde duruyor. Sonra kimin kimle bağlantısı olduğunu elbette bu ülkenin yargı güçleri görevleri gereği takip ediyor.
Hukuk AK Parti mensubu diye hiç kimseye acımaz. Kimse yasadışı FETÖ üyesi adamlarla işbirliği yapmamalı. Bu şahıs hakkında HSYK'nın görevlendirdiği savcıların elde ettiği kanıtlar açıktır. Bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fethullahçı Terör Örgütü adı konmuş bu yapının finansörüdür ve bunun bedelini hukuken en ağır şekilde ödeyecektir...