Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Kenan Evren ve Türk solu

Kenan Evren'in vefatı üzerine Türkiye'nin riyakarlıklar coğrafyası olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Elbette Evren'in başında olduğu harekat alçak, kanlı, acımasız bir askerî darbeydi. 12 Eylül daha önceki darbeler gibi belli siyasal bir gruba dayanmayan, tüm siyasal gruplara derecesi değişmekle birlikte zulmeden, herkese ama herkese bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu gösteren bir darbeydi. Öte yandan 12 Eylül'ün toplu zalimliği sözde herkes tarafından paylaşılan çok sahte bir Kenan Evren düşmanlığı da yarattı. Bizim kuşak yani 1980 sonrası doğanlar bu riyakâr 12 Eylül küfürnameleriyle büyüdü.
"12 Eylül yüzünden engellendik" l
aflarıyla kendini kandıran zavallı bir kuşak oluştu bu darbe yüzünden. Bizim kuşakların depolitizasyon ortamında yetiştirildiği standart bir 12 Eylül geyiğiydi. 12 Eylül darbecileri bunu bilinçli yapmıştı, gençleri politikadan soğutmuştu, onları "test ve tost çocuğu" yapmıştı vs. Tabii bir yandan buradan şu anlam çıkıyordu: "80 öncesinin kuşakları sahici anlamda politizeydi, bilinçliydi, ülke ve dünya sorunlarının farkındaydı. Bu bilinçli kuşağın üzerinden tanklar geçti. O yüzden bu ülke bu hale geldi." Ayrıca bu 12 Eylül muhabbetleri bağlamında "12 Eylül ile birlikte bu ülkenin kültürel ve entelektüel hayatı da bitirildi" gibi lafları da çok duydu bizim kuşak.
80 öncesi kuşaklarının bu tür söylemleri de sonuna kadar yalan ve sahtedir. Sadece 12 Eylül öncesi değil, 60-80 arası Türkiye'si tamamen riya dolu bir fanteziler ülkesinden başka bir şey değildir. O 20 yıl adeta yalan ve kendini kandırma dönemi olarak tarihe geçecek bir dönem. Bu ülkenin tarihinde bu kadar sahte bir entelektüel atmosferi, ne öncesinde ne de sonrasında görebiliyorum. O dönemin dergilerini, yayınlarını ve sözde entelektüel tartışmalarını dikkatle inceliyor, okuyorum. Ortada sürekli kendini kandıran zırva bir aydınlar güruhu var...
O 20 yıllık dönemin Türkiye'sinde yetişen tüm beyinlerin olması gereken yerden daha aşağı seviyede olmak durumunda kaldığını düşünüyorum. Ancak Orhan Pamuk gibi o dönem atmosferinin dışında kendi dünyasını, tek başına kuran adamların farklı olabildiğini görüyorum. Böyle insanlar da çok az... Hele dönemin sol içi tartışmalarını okuduğum zaman güleyim mi, ağlayayım mı bilemiyorum. Solun entelektüel hegemonyasına karşı ezik vaziyette kalan sağın zaten kendi gündemi yok, sağ kanat da zavallı halde. Yani ortada 12 Eylül'ün bitirdiği bir entelektüel ortam falan yok. Sosyal ve siyasal meseleler üzerinde ciddi anlamda düşünmek isteyen beyni iğdiş edebilecek bir kültürel atmosfer hakim Türkiye'nin o 20 yılına.
David Shankland'ın "80 öncesi sağ-sol çatışması diye adlandırılan şey esasen kamufle edilmiş bir Alevi-Sünni iç savaşıdır" tespiti üzerinde de düşünmek lazım. Türkiye'nin hakiki toplumsal meselelerinin üstünü örttü 60-80 arası dönem. Alevi meselesi, Kürt meselesi ve İslam meselesi bu kadar geç tartışılır hale gelmemeliydi. Alevilik, sosyalist hareket içinde, dindarlık ülkücü hareket içinde ikame edilebilir insan depoları yaratan zeminler olarak değil, başlı başına bir olgu olarak görülmeliydi. İşçilerin hak mücadelesi de o zaman daha hakiki ve güçlü bir zemine sahip olabilirdi... Slavoj Zizek'in Sovyetler'in Prag işgali için söylediği bir şey vardır. "Prag baharının başarısızlığını kamufle etti o işgal" der Zizek. 12 Eylül darbesiyle o yılların anadamar Türk solu için de aynı analoji kurulabilir bence.12 Eylül darbesi, sol hareketin sahte dünyasının sorgulanmasını geciktirdi. 80 öncesi o içi boş sol mitleşerek kamufle oldu. O sol anlayışın dönüşmesi şarttı, normal bir akış olsaydı da kendi kendine dönüşecekti. Türk solunun muhafazasını sağladı 12 Eylül. Bu sol mitleştikçe de içi boşluğunu korumaya devam etti ve sonunda da tasfiye oldu gitti. Türk solu ile Kenan Evren aynı mezarda yatacak şimdi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA