Türkiye tarihinde ilk kez bu toprakların halkı kendi Devlet Başkanı'nı seçecek 10 Ağustos'ta. Fakat Türkiye'nin hiçbir yerinde seçim havası yok. Ben de o sebeple bayram vesilesiyle uzun bir tatil yaptım. Kazananı belli olduğu için heyecansız bir seçim süreci geçiyor. Anadolu şehirlerinde genel olarak bir coşku var ama o da seçim coşkusu değil. Derin Anadolu'nun lideri Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkarma coşkusu var sokaklarda. 10 Ağustos gecesi itibariyle Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin tarihindeki ilk seçilmiş Devlet Başkanı olacak. Yürütmenin başı bundan böyle Cumhurbaşkanlığı makamı olacak ve 11 Ağustos'ta Yeni Türkiye Cumhuriyeti dönemine geçilecek.
***
Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi Yeni Türkiye'nin medya düzeni de elbette eskisi gibi olmayacak. Eski Türkiye tipi medya ilişkileri tamamen tarihe karışacak. Eski Türkiye'de siyasi partiler ile medya grupları tamamen çıkara dayalı metres ilişkisi kurarlardı. Eski Türkiye tipi medya patronları hükümetteki siyasi partilerden sağladığı ekonomik rant ve çıkarlara göre yayın politikası güderlerdi. Eski Türkiye tipi siyasetçiler de belli makamlara gelebilmek için milletten değil büyük medya gruplarından medet umardı. Medya gruplarının taleplerini karşılayıp buna karşılık medya desteği satın alırlardı. CHP'nin medya ile ilişkileri hâlâ o yöndedir. Aslında Eski Türkiye hâlâ CHP içinde yaşamaya devam ediyor. Bu arada Eski Türkiye medya patronlarının her zaman ittifak içinde olduğu ana güç de eski derin devlet mekanizmasıydı. Zaten biraz da bu yüzden eski siyasetçiler medya patronlarından korkardı. Eski Türkiye medyasının arkasında zinde güçler vardı. Siyaset kurumu ise şamar oğlanıydı.
***
2002'de iktidar olan ama muktedir edilmeyen AK Parti de ilk dönemlerde mecburiyetten medya ile bu eski tarzda ilişkiler kurdu. Eline geçirdiği medya gücü ile tam bir gangster haline gelmiş
Cem Uzan 2003 başından itibaren askere güvenerek hükümete saldırdı. Buna karşılık medyada desteği çok az olan hükümet de Uzan- Doğan kavgasını akıllıca kendi yararına kullanma yoluna gitti.
Aydın Doğan da baş düşmanı Cem Uzan'ı yok edebilmek için hükümetle ittifak kurdu.
***
2002-2005 arası Doğan grubunda hükümete karşı olumlu havanın temel sebebi buydu. Aydın Doğan Kemalist okurlarından aldığı büyük tepkiye rağmen bu duruşunu değiştirmedi çünkü o zamanki ana hedefi Uzanları yok etmekti. O dönem Aydın Doğan'ın tetikçiliğini yapan, sonra
Turgay Ciner'in tetikçiliğine geçen, şimdi ise külliyen bitmiş bir gazeteci de habire hükümeti yalayan yazılar yazıyordu o dönem. Fakat bu yalakalığın sebebi vesayete karşı siyaseti savunmak değil, Aydın Doğan'ın çıkarları doğrultusunda Uzan'ı bitirme sürecinde hükümetle yapılan ittifaktı.
***
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti elbette gangsterliğe müsaade etmezdi ve Uzanlar tarihe karıştı. Bu süreç sonunda Aydın Doğan da Uzan'ın Star TV'sini ele geçirdi. Doğan için büyük zaferdi bu. Star TV'nin alınmasının hemen ardından Aydın Doğan'ın hükümetle ittifakı bitti. Doğan grubu 2005 sonrasında yeniden pozisyon değiştirdi. Ama ona rağmen Kemalistler Doğan Grubu'nun ticari çıkarları için hükümete destek verdiği ilk üç yılı unutmadı. 2007 Cumhuriyet mitinglerinde Aydın Doğan da o yüzden epey küfür yedi.
***
Eski Türkiye tarzı medya ilişkilerinin yakın tarihini anlatmaya devam edeceğiz ve oradan Turgay Ciner meselesine geleceğiz. Bu köşeyi izlemeye devam edin.