Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Küresel rekabette 2025 gündemi

20 Ocak'ta ikinci başkanlık dönemi başlayacak olan Donald Trump'ın ardı ardına yaptığı açıklamalar, hayli 'zorlu' bir 2025 yaşayacağımıza işaret ediyor. Trump'ın tetiklediği 'Panama Kanalı' tartışması, Grönland ile ilgili sözleri, küresel rekabette pek çok iç içe konu ilgili gelişmelerin hızlanacağını teyit etmekte. Öncelikle Asya-Pasifik ile Atlantik arasında deniz yolu taşımacılığını kısaltan her iki önemli deniz geçişi, Panama Kanalı ve Süveyş Kanalı üzerindeki stres artacak gözüküyor. Bu temel gerçek, başta Çin ve Hindistan, Güney Asya, Doğu Asya ve Güneydoğu Asya'da yer alan ihracatçı ekonomiler için Kuzey Amerika ve Avrupa pazarına ürün tedariğini sağlayacak alternatif koridorların öneminin artacağına işaret etmekte.
Bununla birlikte, Donald Trump ikinci başkanlık döneminde ABD'li şirketleri ana vatana döndürmek ve Amerikan sanayisini ayağa kaldırmak konusunda kararlı bir tutum sergileyecek ise, bunun bir bacağı Amerikan iş dünyasını yurt içinden tedariğe kademeli olarak alıştırmak, hatta zorlamak olacak. Diğer bacağı ise Amerikan topraklarında üretim yapmayı cazip kılmak olacak. Bunun en temel noktalarından birisi enerji maliyetleri ise, Donald Trump'ın fosil yakıtlar konusundaki tutumunun hayli farklı olacağını, yerli petrol ve doğalgaz üretimi ve kullanımını daha da arttırma tercihini şaşkınlıkla karşılamamak gerekir. Bu nedenle, Büyük Okyanus ile Atlantik Okyanusu arasındaki bağlantıyı zorlaştırmak da küresel rekabetteki sınamaların elbette bir parçası olacak.
Donald Trump'ın, bir önceki başkanlık döneminde olduğu gibi, öncelikli hedeflerinden birisi ABD'nin dış ticaret açığını kapatmak olacak. 2023 sonu itibari ile ABD'nin Çin ve Hong Kong lehine verdiği dış ticaret açığının 256 milyar dolar, Avrupa Birliği lehine verdiği dış ticaret açığının 208 milyar dolar, Meksika lehine verdiği dış ticaret açığının 152 milyar dolar ile ilk üç sırada yer aldığını dikkate aldığımızda, Kanada'nın lehine 68 milyar dolar açığın 6. sırada yer aldığını göz önünde bulundurduğumuzda, Trump'ın daha göreve gelmeden gündeme getirdiği ek ithalat vergisi açıklamaları şaşırtıcı olmasa gerek. Çin hariç, Vietnam, Japonya Güney Kore, Tayvan, Hindistan. Tayland ve Malezya lehine verdiği dış ticaret açığı ise 387 milyar dolar. Tüm Asya lehine verdiği açık 700 milyar dolara ulaşıyor. Trump'ın temel hedefi ABD'nin 2023'de verdiği 773,4 milyar dolarlık dış ticaret açığını yarı yarıya azaltmak olacak.
Bu nedenle, Çin'le daha önce yaptığı ABD'den daha yüksek miktarda ürün ithal etme pazarlığını daha ileri bir aşamaya taşıyacak. Bu hamlenin her zaman ki en önemli kalemlerinden birisi Çin'e enerji ihracatı olacak. Aynı kalemi doğrudan Avrupa Birliği'nin de şimdiden önüne koydu. Hem Asya, hem de Avrupa'ya önümüzdeki 4 yıl en az 100 milyar dolar daha fazla ABD'den petrol ve doğalgaz ithal etmelerini talep edecek. Bu nedenle, ABD petrol ve doğalgaz üretimini de katlayacak, iklim zirvelerindeki tüm tartışma ve hedeflere rağmen. Bu esnada, Büyük Okyanus, Hint Okyanus'u ve Atlantik Okyanusu arasında uluslararası deniz koridorlarında stresin daha da arttığına şahit olabiliriz. Süveyş ve Panama Kanalı'ndan gemi geçişlerinin zorlandığını gözlemleyebiliriz. Bu durum, doğal olarak, Türkiye'nin en stratejik ülke konumunda olduğu Orta Koridor'un ehemmiyetini adeta katlayacak. Orta Koridor'la bağlantılı yeni Güney-Kuzey bağlantılarını, Kalkınma Yolu Projesi'ni, Türkiye ve Katar'ın oluşturabilecekleri yeni nesil alternatif enerji koridorlarının önemini öne çıkaracak. 'Yeni' Suriye ise bu sürecin en önemli ortaklarından birisi olacak. Küresel rekabette 2025 gündemi hayli sıcak olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA