OECD son dönemde finansal okuryazarlık üzerine üç detaylı rapor yayınladı. Raporlardan ilki esasen OECD üyesi ve kimi seçilmiş ülkelerde eğitime dahil olan 15 yaşındaki gençlerde 'finansal okuryazarlık' ile ilgili bilinç. OECD'nin yetişkinlerde finansal okuryazarlık algısına değinen diğer raporunun da içeriğine de uzanacak şekilde, dijitalleşme tahmin edilmeyecek düzeyde 'finansal okuryazarlık' ve 'kredi okuryazarlığı' ile ilgili bir farkındalığı tetiklemiş durumda. Yazılı ve görsel geleneksel medya kanalları aracılığı ile gerçekleştirilen ekonomi ve finans yayıncılığının yapamadığı farkındalığı küresel sosyal medya mecraları ve akıllı cihazlara yüklenen uygulamalar kat ve kat tetiklemiş gözüküyor.
Çünkü, insanların bireysel yatırım kararlarında aldatılma riski dijitalleşme ile birlikte büyük bir sıçrama göstermiş durumda. Bu nedenle, finansal kararlarda, yatırım kararlarında bilinçli davranma, kredi kararlarında bilinçli davranma arayışı, okuryazarlığa olan açlığı ve ilgiyi de tetiklemiş gözüküyor. OECD PISA 2022 sonuçlarına dayalı olarak toparlanan araştırma öğrencilerin finansal açıdan ne derecede yetenekli olduklarına yönelik tespitler içermekte. OECD ortalaması, OECD üyesi ülkelerde banka veya benzeri bir finans kurumunda, posta idaresinde hesabı olan öğrencilerin oranının yüzde 63 olduğunu, ödeme veya kredi kartı oranının yüzde 62 düzeyinde olduğunu; buna karşılık şahsen veya bir aile bireyi aracılığı ile internet alışverişi yapma oranının yüzde 80'nin üzerinde olduğunu gösteriyor.
OECD ortalamasını ağırlıklı olarak Batı Avrupa ülkeleri ve Kanada yukarı taşırken, İspanya, Portekiz, hatta İtalya da dahi banka veya benzeri bir kurumda hesabı olan öğrenci oranının yüzde 40 ve altına gerilediği gözlemleniyor. Avusturya, Belçika, Çekya, Danimarka, Hollanda, Kanada ve Polonya finansal okuryazarlık konusunda OECD ortalamasının üzerinde bir performans göstermekte. Sosyoekonomik açıdan avantajlı durumda bulunan öğrencilerin genel performansı diğer öğrencilerin üzerinde seyretmekte.
Yetişkinlerin finansal okuryazarlık konusundaki durumlarını değerlendiren araştırmada ise, finansal bilgiye sahiplikte OECD ülkeleri ortalaması yüzde 67 düzeyinde. Bu noktada, yetişkinlerde artan bir tempoda finansal okuryazarlığa dönük eksikliğin daha belirgin bir risk olarak algılanmaya başlandığı gözleniyor. Yaşlanan toplum, işsizlik, yoksulluk, yeterli düzeyde sağlık ve yaşam sigortasına sahip olamama, yeterince gelir elde edememe gibi endişelerin önceliklendirildiği bir süreçte, dijital becerilere yönelik eksiklik ile finansal okuryazarlığa yönelik duyulan yetersizlik artık daha fazla öne çıkmakta. Katılımcı ülkelerde yetişkinlerin ortalama yüzde 70'i, bir şeyi satın almadan önce parasının yetip yetmeyeceğini artık dikkatlice değerlendirmekte.
Bireylerin finansal dayanıklılığını ve refahını destekleyecek politikaların tasarlanmasına ve dijital ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması için dijital okuryazarlığın geliştirilmesine ihtiyaç duyulmakta olduğu raporda öne çıkan önemli bir tespit. Finansal tüketicilere yönelik küresel riskleri belirlemeyi, izlemeyi ve zaman içindeki eğilimleri izlemeyi amaçlayan son raporun sonuçları ise, finansal tüketiciler açısından temel riskler arasında enflasyon ve artan faiz oranları kadar, artık finansal dolandırıcılık ve sahtekarlıklara maruz kalmanın da ciddi bir risk olarak algılandığına işaret etmekte.