OECD'nin küresel ekonominin gidişatına dair son değerlendirmeleri, ABD hariç, Avrupa Birliği, Kanada, Birleşik Krallık, Avustralya ve Japonya'nın birleşik, yani hem imalat sanayi, hem de hizmet sektörü satın alma yöneticileri endeksi (PMI) çıktılarının seyrinin zayıf gittiğini, Kanada'daki negatif tablonun hayli ağır bir tempoda toparlandığını, yılın ikinci yarısında ise ABD hariç, diğer ekonomilerin PMI değerlerinin tekrar 50 puana doğru performans kaybı yaşayabileceğine işaret ediyor. Buna karşılık, BRICS ülkeleri olarak, toparlanmış olan Brezilya'da bir miktar performans kaybı, yatay seyreden Çin'de toparlanma ve yükseliş bekleniyor.
Hindistan, bu grup ülkeler içerisinde performansı göreceli olarak yüksek seyreden bir ekonomi olma özelliği gösterir iken, Güney Afrika'nın inişli çıkışlı PMI performansının negatif düzeyde devam ettiği gözlemlenmekte. Küresel ekonomideki toparlanma bölgesel farklılıklar göstermekte ve bu tablo çerçevesinde OECD ekonomistleri 2024 yılında küresel ekonominin yüzde 3,3 seviyesinde büyüyeceğine dair beklentilerini korumayı sürdürüyorlar. Küresel ekonomide güncel ekonomik gelişmeler büyüme açısından olumlu sinyaller vermese de, ekonomik büyümeye ilişkin riskler Japonya ve Meksika için negatif için olsa da, OECD'nin öngörüleri Endonezya, Hindistan ve Türkiye için pozitif yönlü bir beklentiye işaret etmekte.
2021'den itibaren, küresel virüs salgınının birinci yılının geride kalmasıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasıyla birlikte adeta katlanan küresel enflasyonist süreç, 2023'ün ilkbaharı ile birlikte, yerini bir gerileme dönemine bırakmış olsa da, dezenflasyon sürecinin son 4 aydır hız kestiği de bir gerçek. Nitekim, yıllıklandırılmış manşet enflasyonda, geçtiğimiz yılın aralık ayına göre, İtalya ve Avustralya daha belirgin bir artışla, Meksika, Suudi Arabistan, Hindistan, Japonya ve Çin ise daha sınırlı ölçüde yükselmiş bir enflasyon ile yaz dönemine girmiş gözüküyorlar. Bununla birlikte, enflasyonist baskının kısmen kıpırdamış olmasının nedeni, ülke bazında ve sektörel bazda farklılıklar göstermekte.
Hizmetler sektörü düzeyinde ise, küresel enflasyon düzeyinde yapışkanlık halen sürüyor ve bu durum küresel dezenflasyon sürecinin hızı açısından önem taşımakta. Bu noktada, maliyet enflasyonunun alt başlıkları olarak, Süveyş Kanalı'ndaki jeopolitik gerginlikler ve Panama Kanalı'ndaki sorunlara bağlı olarak değişen rotalar ile, navlun fiyatları 2024 yılının Nisan ayından bu yana artış kaydetmekte. Buna karşılık, aynı küresel ve bölgesel jeopolitik gelişmelerin olumsuzluklarına rağmen, enerji fiyatları daha istikrarlı bir seyri koruyor gözüküyor. İstihdam piyasalarında ise, tüm küresel dalgalanma ve zorluklara rağmen göreceli olumlu görünümün devam ediyor olması sevindirici.
OECD üyesi ülkelerin tümünde, işsizlik oranları tarihi en yüksek seviyelerine göre hayli düşük bir seviyede seyretmeyi sürdürmekteler. 2004 yılından bu yana, tarihi düzeyde en yüksek işsizlik oranlarını yaşamış olan ülkeler olarak Latin Amerika ülkeleri, Baltık ülkeleri, kimi Doğu Avrupa ülkeleri Yunanistan, İspanya, ABD ve İrlanda şu anda daha iyi işsizlik oranı düzeyindeler. Türkiye de tarihi yüksek seviyesine göre işsizlik oranını geriletmeyi başarmış durumda. Küresel ticareti ise 2015-2019 dönemine göre büyüme oranı istikrarlı bir seviyede tutsa da, küresel ticari aktivitenin büyüme hızının göreceli olarak yavaşlamasının olası etkisini de takip etmek gerekecek.