Geçtiğimiz hafta sonu, uluslararası bazda yayınlanan bir veri seti, satın alma gücü paritesi yöntemine (PPP) göre G20 ülkelerinin ilk 1 trilyon dolarlık büyüklüğe ne kadar zamanda ulaştığını gösteriyordu. G7 ülkeleri ile, Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya için bu veri 40 ile 65 yıl arasında değişirken, Türkiye için aynı veri 74 yıldı. Bununla birlikte, aynı veri setinde ikinci trilyon dolara ne kadar zamanda ulaşıldığı belirtildiğinde, Çin'in 6, ABD ve Japonya'nın 8 yılda ulaştığına işaret edilirken, Hindistan ve Türkiye 9 yılda, Almanya, Güney Kore, 12 yılda, Endonezya 13, Meksika 15 yıl, Fransa, Brezilya, Birleşik Krallık 16 yıl, İtalya, İspanya, Kanada ve Suudi Arabistan'ın ise 18 yılda ulaştığına işaret ediliyordu.
Aynı ülkelerin üçüncü trilyon dolara ne kadar sürede ulaştığına baktığımızda ise, Çin'in 3, ABD ve Rusya'nın 4, Hindistan'ın 5, Japonya ve Türkiye'nin 7 yıl, Brezilya ve Endonezya'nın 8, Almanya ve Birleşik Krallık'ın 12, Fransa'nın 13 ve İtalya'nın 16 yılda ulaştığını görüyoruz. Bu tabloda, ülkelerin üretim becerisi, sürdürülebilir büyüme kapasitesi, üretim için gerekli olan istihdama konu olan nüfuslarını arttırabilme becerileri hiç kuşkusuz öne çıkıyor. Bununla birlikte, Hindistan'ı bu tabloda öne çıkaran bir başka hususu da atlamamak gerekmekte; olağanüstü güçlü diasporası. Bu nedenle, dünya ekonomisindeki iddiasını, rekor düzeyde çeyrek dönem ardı ardına pozitif büyüme başarısını azimle sürdürmekte olan Türkiye'nin dünya ekonomisindeki gücünü katlaması Türk Diasporasının kenetlenmesinden de geçiyor.
Türkiye'nin dünya ekonomi-politiğinde son 20 yılda iddiasını katlamış bir ülke olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 kıtada gerçekleştirdiği tüm ülke ziyaretlerinde, hem o ülkelerdeki Türk Diasporasının, hem de o ülkenin vatandaşlarının ilgi ve sevgi seliyle karşılanmasıyla da kendini gösteriyor. Bu nedenle, Türkiye'nin dünya ekonomisindeki konumunu daha da güçlendirmesi, perçinlemesi aynı zamanda Anavatan'ın Türk Diasporası ile, Dünya Türk İş Konseyi ile işbirliğini, kültürel, sosyal, ekonomik ve ticari bağları da güçlendirmesinden geçmekte. Üstelik, kapsayıcılığı Türk Devletleri Teşkilatı ile, dünyadaki tüm Türk Devletleri Diasporası ile genişletme becerisi, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi tüm ülkelerin dünya ekonomisindeki iddialarını da perçinleyecektir.
Yüzüncü yılını idrak etmekte olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Türkiye Yüzyılı' Vizyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı ve güçlü liderliğinde, Türk Diasporasının, Dünya Türk İş Konseyi'nin kültürel, tarihsel, ekonomik, sosyal, siyasi bağları sürekli güçlendirmek için aralıksız çalışmaya odaklandıkları, Türkiye'yi dünya ekonomisinde ilk 10'a taşıyacak iddialı yatırımlara, projelere, yüksek teknolojiye, yüksek katma değerli işlere odaklandıkları bir yüzyıl anlamına da geliyor. 5 kıtada Türkiye'nin güçlü ekonomi ve ticari işbirliklerine imza atması, Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine bağlayan ekonomi, ticaret ve enerji koridorlarında, 'Türkiyesiz' kalıcı ve güvenli koridorlar oluşturmanın mümkün olmadığını tüm dünyaya göstermek anlamına geliyor. Türklerin birlikte neleri yapmaya kadir olduğunu, birlikte olduklarında ne kadar iddialı işlere imza attıklarını tüm dünyaya hatırlatacak, gösterecek kutlu bir 'savaş'a yoğunlaşmak anlamına da geliyor. Türk Devletleri Teşkilatı'ndaki tüm kardeş ülkelerle omuz omuza yükselen bir 'Türk Dünyası'nı inşa ederken, dördüncü ve beşinci trilyon dolarımıza 3 yılda ulaşmamızın artık vaktidir.