Geçen Cuma günü, IMF'in küresel ekonomiye yönelik ara dönem raporunda tanımladığı 5 kritik küresel riski sıralamıştık. Bugün ise, söz konusu küresel risklere karşı önerdiği 5 kritik uyarı ve politika önerisini paylaşmak isterim. Bunlardan ilki, hiç şüphesiz, enflasyonla mücadelede başarının şart olması. IMF'in önerisi, bilhassa yüksek ve 'yapışkan' çekirdek enflasyona sahip ekonomilerdeki merkez bankalarının enflasyonu düşürme konusundaki kararlılıklarını sürdürmeleri. Bunun da ötesinde, jeopolitik gerginlikler ve küresel ekonomiye yönelik çok katmanlı belirsizlikler merkez bankalarının işini de zorlaştırmakta. Bu nedenle, IMF, kamu mali disiplininin 'sürdürülebilir' olmasının da para politikasına destek olması gerektiğini de hatırlatmakta ki, Türkiye OECD, IMF ve DB verilerinde kamu mali disiplin duruşu en sağlam ülkeler arasında. 100 yılın en büyük deprem afetleriyle mücadeleye rağmen.
IMF'in ikinci uyarısı ve politika önerisi, önde gelen ülkelerin Basel II ve özellikle Basel III kurallarına göre, bankacılık sistemini sermaye yeterliliği ve finansal istikrar açısından ayrıca olası yeni ekonomik, finansal streslere karşı iyi tahkim etmeleri, denetim ve gözetiminin iyi yapılması. Türkiye, IMF, BIS ve OECD verilerine göre de bu konuda 'pozitif' anlamda müstesna bir ülke. BDDK ve TCMB sektörü etkili olarak yakından takip ediyor. Para ve maliye politikasına yönelik bu önerilerle birlikte, aynı IMF'in dünyanın önde gelen 40 ülkesine dikkat etmelerini önerdiği bir kritik konu ise, reel sektörü destekleyici ve iflasları önleyici tedbirlerin ihmal edilmemesi; gerekirse iflasların önüne geçilmesi, iflasların iyi yönetilmesi, üretim ve istihdamın da korunması.
Çünkü, küresel ve jeopolitik ve jeoekonomik belirsizlik baskısının yoğun olduğu bu dönemde, önde gelen 40 ekonomide devletin sosyal görevlerinin gözetilmesi ve sosyal yardıma muhtaç kesimler için mali desteklerin tahkim edilmesine devam edilmesi çok, ama çok önemli. Bunu, IMF diyor, üçüncü politika önerisi olarak. IMF'in dördüncü uyarısı ve politika önerisi ise, bilhassa orta düzey gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkeler için fon sıkışıklığı sorununun giderilmesi. Ne yazık ki, bu ülkeler grubu, küresel finans sisteminin jeopolitik ve jeoekonomik belirsizliklere tepkisi nedeniyle kısa vadeli dış finansmana boğulmuş durumda ve bu durum kısa vadeli dış finansman ihtiyacını daha da katlıyor. Bu tablo, çok sayıda orta düzey gelişmekte olan piyasa ekonomisinin ve düşük gelirli ülkenin borçlarını ödeme kabiliyetini zorlamakta.
IMF, küresel borç girdabının sebep olduğu ve olacağı risk ve tehditlerin etkin yönetimi için, borçların yeniden yapılandırılması ve bilhassa kalkınma ve altyapı yatırımlarına yönelik finansman için daha uzun vadeli ve ucuz kredi için daha hızlı sonuç alacak çalışmaların hızlandırılmasını da önermekte. IMF'in son ve beşinci uyarısı ve politika önerisi ise, küresel sistemde üretim, arz ve tedarik zincirinin önde gelen ülkeler arasında güçlendirilmesi; bilhassa, iklim değişikliğine karşı ekonomik dayanıklılığın arttırılması. Önde gelen ekonomilerde istihdam piyasasının daha esnek olacak şekilde yeniden yapılandırılması, tarım, gıda ve enerji arz güvenliği için üretim modellemesi ve sanayi stratejisinin gözden geçirilmesi; 'yeşil dönüşüm'ün ve 'dijital dönüşüm'ün hızlandırılması bir o kadar önemli. IMF'in bu 5 alandaki uyarıları ve politika önerileri hem 2023'ün ikinci yarısı, hem de tüm 2024 gündemimizin ilk sıralarında kalmayı sürdürecek.