Münih Güvenlik Konferansı'nın (MSC) 58.'si, 'Öğrenme Çaresizliği' temasıyla gerçekleştirildi. Temanın özü, insanoğlunun hatalarından ve yaşadıklarından bir türlü gereken dersi çıkaramaması, bilhassa 19. ve 20. Yüzyıl'da yaşanan onca vahşet, onca dünya savaşı, onca küresel ve bölgesel gerginlikte bunca insan kaybedilmiş olmasına, bunca acı, bunca keder yaşanmış olmasına rağmen, insanoğlunun yaşadıklarından ısrarla 'ders çıkarmaması'.
Dünyanın pek çok noktasında, sınır gerginlikleri, işgaller, terör, sefalet ve göçlerle yaşanan bu kadar ağır trajediye rağmen, insanoğlunun, bilhassa önde gelen kimi ülkelerin adeta geçmişte yaşananları görmemezlikten gelerek, küresel ve bölgesel ölçekte coğrafyaların ve toplumların 'sinir uçları'na dokunmayı sürdürmeleri çok acı.
Konferans adına, her yıl yayınlanan 'Münih Güvenlik Raporu'nun 2022 versiyonu için MSC Başkanı, Wolfgang Ischinger, dünyanın tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, dünya siyasetinin ve dünya ekonomisinin alışık olduğu belirginliklerin çöktüğünü; tehditler ve güvenlik açıklarının çoğaldığını; kurallara dayalı dünya düzeninin giderek daha fazla saldırı altında olduğunu vurguluyor. Ischinger dünya için diyalog ihtiyacının hiç bu kadar büyük olmadığını hatırlatıyor.
İşte, tam da bu noktada, Birleşmiş Milletler Genel (BM) Sekreteri Antonio Guterres, MSC'nin açılış konuşmasında, uyarısını tam da bu noktaya yapıyor: "Küresel güvenliğe yönelik tehdit, çok daha çetrefilli ve galiba çok daha tehlikeli. Çünkü Soğuk Savaş döneminde aktörlerin arka planda krizleri önleyebilecekleri mekanizmalar vardı. Günümüzde o mekanizmalar da artık yok." BM Genel Sekreteri, jeopolitik ayrışmaların derinleşerek büyüdüğünü, dünyanın çok daha tehlikeli bir sürece evrildiğini yönündeki uyarısını da yineliyor.
Çünkü, Guterres söz konusu jeopolitik ayrışmaların derinleşmesi nedeniyle, BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar alma süreçlerinin felce uğradığını; bunun da devlet ve devlet dışı aktörlere cezadan muaf oldukları, istedikleri her şeyi yapabildiklerine inandıkları bir alan yarattığını hatırlatıyor. Nitekim, Münih Güvenlik Raporu 2022'de yer alan değerlendirme de, bitmeyen küresel pandemi, iklim değişikliğinin giderek artan somut tehdidi, birbirine bağlı bir dünyanın can sıkıcı savunmasızlıkları veya artan jeopolitik gerilimlerin, tüm bu zorlukların küresel sistem için bir 'kontrol kaybı' hissine katkıda bulunduğunun altını çiziyor.
MSC Başkanı Wolfgang Ischinger, küresel ölçüde, iklim değişikliği ve büyük göç çatışmaları gibi toplu çaresizlik ve zorlukların üstesinden gelmek için tüm araçlara ve kaynaklara sahip olunmasına rağmen, küresel sistemde giderek ağırlaşan 'çaresizlik duygusu'nun bir tür kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüştüğünü ve insanoğlunu pes etmeye zorladığını vurguluyor. MB Genel sekreteri Guterres ise, küresel ölçekte ayrımcılık ile ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizliğin, şiddet ve askeri ihtilaf riskini arttırdığı konusunda uyarılarını yineleyerek, koronavirüs salgınının kuzey yarıküre ile güney arasındaki sistemik adaletsizliği arttırdığını, iklim değişikliğinin de 'kontrolden çıktığını', bu nedenle yaşanacak göç akınlarının bir çok bölgeyi de istikrarsızlaştırabileceğini hatırlatıyor. Görünen o ki, 2022 de kolay geçmeyecek.