G20 ülkelerinin 2015 yılından bu yana yoğun bir tartışma alanı olarak istişare ettikleri ve teknik içeriğinin hazırlanma sürecinin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nce (OECD) yürütüldüğü 'küresel vergi reformu'nda, nihayet 'mutlu son'a gelindi. Reforma yönelik müzakere sürecinin içerisinde olan 140 ülkeden 136'sı, çetin tartışma ve değerlendirmelerden sonra, reformun bir parçası olmayı kabul ettiler. Böylece, aralarında Türkiye'nin de yer aldığı, dünya ekonomisinin büyük bir bölümünü temsil eden tüm OECD ve tüm G20 ülkeleri söz konusu küresel mutabakatın bir parçası oldu. Reforma katılmakta önemli tereddütleri olan ve tüm projektörlerin üzerinde olduğu İrlanda, Bakanlar Kurulu kararı ile perşembe günü öğlen saatlerinde sürece dahil olma kararını açıkladı.
Ardından, bir kaç saat sonra Estonya'nın da küresel vergi reformuna dahil olmayı kabul ettiği haberi geldi. Bu ülkeleri, bir gün sonra, cuma günü de Macaristan takip etti ve küresel ekonomik sistem için, esasen bir tarafta 'vergi cennetleri'ne darbe vuracak, diğer tarafta ise dünyanın önde gelen ülkeleri arasında 'daha adil' bir vergilendirme sistemi ve vergi geliri paylaşımı sağlayacak 'tarihi' bir reform adına süreç büyük ölçüde tamamlanmış oldu. Böylece, Google, Amazon, Facebook ve Apple en çok konuşulduğundan dolayı, uluslararası kamuoyunda GAFA olarak ifade edilen 'çok uluslu şirketlerin gelirlerinin adil vergilendirilmesi'ni ve tüm ülkelerin bundan yararlanmasını sağlayacak olan süreç tamamlanmış oldu.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu G20 ülkelerinin liderlerinin 30 ve 31 Ekim'de yapılacak G20 Liderler Roma Zirvesi'nde onaylamaları halinde, 2023'de devreye girecek olan reform ile, cirosu en az 750 milyon avro olan şirketlerin adil vergilendirilmesi sağlanacak ve bu sayede 136 ülke için en az 150 milyar dolarlık ek vergi doğacak. Türkiye için bu durum minimum 1 milyar dolar ek vergi geliri anlamına geliyor. Cirosu özellikle 20 milyar avroyu aşan ve dünya şirket klasmanında en karlı 100 çokuluslu şirketin karlarının İlk yüzde 10'u şirket genel müdürlüklerinin bulunduğu ülkelere gidecek. Ek karın yüzde 25'i ise, bu şirketlerin para kazandığı diğer ülkeler arasında ciro düzeyine göre dağıtılacak.
OECD Vergi İşleri Direktörü Pascal Saint-Amans, söz konusu reformu 21. Yüzyıl'ın küresel vergi kurallarının belirlenmesi olarak tanımlıyor. OECD, söz konusu reformun mutabakat taslak metninde, 'en az yüzde 15' ifadesiyle, gelecekte bu oranın yine küresel mutabakat ile arttırılmasını sağlayacak bir 'açık kapı' da bırakmıştı. Ancak, 8 Ekim tarihli son mutabık kalınan metinde 'en az' ifadesi kaldırıldı. Dünyanın önde gelen ekonomilerinin liderleri, bilhassa ABD ve Fransa, uzunca bir süredir, vergi cennetleri aracılığı ile ve kimi ülkelerin aşırı düşük vergi oranları uygulamaları ile, ülkelerinin firmaları aleyhine, ülkelerinde yatırım iştahı ve yeni istihdam adına, adil olmayan bir tabloyla karşı karşıya olduklarını; bugün ülkelerinin hane halkları, firmaları ve işçileri için artık daha adil bir sistemin hayata geçmesinden memnuniyet duyduklarını ifade ettiler. Bilhassa, 21. Yüzyıl'ın 'megatrend'i olan 'hiperdijitalleşme'nin birer 'dev'e dönüştürdüğü teknoloji şirketlerinin 'adil vergilendirilmesi' de ayrı bir devrimsel gelişme özelliği taşıyor. Söz konusu küresel mutabakata halen onay vermemiş olan Pakistan, Kenya, Sri Lanka ve Nijerya ise yakın zamanda tutumlarını netleştirecektir.