15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminin 5. yıldönümünde, o gece Türk halkının destansı mücadelesinin, milli egemenliğine, bağımsızlığına, ülkesine olağanüstü bir kahramanlıkla sahip çıkmasının kodlarını idrak etmeyi, konuşmayı sürdürüyoruz. O gece tarihe mal olmuş destanın en önemli kodlarından birisi Türkiye'nin 2000'li yıllarda perçinlediği, geri dönülmeyecek bir noktaya getirdiği 'Bağımsız Ekonomi' başarısıdır. KOBİ'lerden başlayarak, Türkiye'nin dört bir yanında dev bir yatırım, üretim, istihdam ve ihracat başarısına imza atmış olan Türk reel sektörü, azmi ve özgüveni ile, Türkiye'yi dışa bağımlı bir ekonomi olmaktan, yüksek katma değere dayalı ihracat rekorları kıran bir ekonomi olmaya taşıdı.
Ve, özgüveni tam, ülkesinin her bir santimetrekaresine alın teriyle sahip çıkan reel sektörümüz, esnafımız, milli egemenliğin ve milli iradenin en vazgeçilmez unsurlarından birisi olan 'Bağımsız Ekonomi'nin sahadaki temsilcileri olarak, Türkiye'nin son 20 yılda yakaladığı destansı ekonomik başarının mimarları olarak, bu başarıyı geliştiren, büyüten, geleceğe taşıyan girişimciler olarak demokrasimize, cumhuriyetimize, ülkemize sahip çıktılar. Bu destansı kahramanlıkla, eskisinden daha da iddialı, tüm Avrasya'nin kaderini değiştirecek, yeni bir sabaha, yeni bir geleceğe kavuştuk. 251 şehidimizin ve 2196 gazimizin canını siper ettiği 'Türk Demokrasisi', Cumhuriyet tarihinin en ağır 'hainliği', en ağır 'saldırısı'nı halkımızın engin feraseti ve mangal gibi yüreğiyle, ülkesini ve milletini seven savcılarımız ve kolluk kuvvetlerimizin kahramanlığıyla bertaraf etti.
Kurtuluş Savaşı'yla dünyaya bağımsızlık, vatan sevgisi ve millet olma noktasında en mukaddes, en müstesna kahramanlığı göstermiş olan Türkiye, milyonlarca isimsiz kahramanın cesaretiyle, küresel karanlık güçlerin maşası bir terör örgütü olan FETÖ'nün 'hainliği'ni de tarihin karanlık dehlizlerine geri dönemez şekilde gömdü. Bu hain örgüt, Avrasya'nın kaderini değiştirecek 'oyun kurucu' bir ülke olarak 'yükselen', geniş bir coğrafyada çok sayıda ülkeye ilham olan, güç veren, onları cesaretlendiren Türkiye'nin yol gösterici gücünü kırmak, etkisiz hale getirmek, yok etmek için, kendi halkına karşı 'kanlı' bir kalkışmanın içinde olmaktan, kendi halkının vergileriyle alınmış silahları kendi halkına karşı kullanacak kadar 'gözü dönmüş' bir 'hainliği' yapmaktan, ne acıdır ki, bir an bile tereddüt etmedi..
Başarsalardı, Türkiye'nin Avrasya'daki 'kapsayıcı kalkınma mücadelesi'ni, Afrika'da 'kazan-kazan' ilkesiyle hayata geçirdiği projeleri, dünya ekonomisinde bu ölçüde 'mega projeleri' başaran ender ülkelerin arasında yer alma başarısını yok edeceklerdi. 16 Temmuz sabahı, Türk Halkı'nın destansı kahramanlığıyla, Türk reel sektörünün ülkesine ve ekonomisine sahip çıkmasıyla, sadece Türkiye'nin 'parlak geleceği' için değil, Suriye, Libya, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'nın 'parlak geleceği' için de tarihe not düştük. Türkiye'nin tam bağımsız, milli egemenliğine, milli iradesine dayalı 'oyun kurucu' rolü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü liderliği ve vizyonuyla geniş bir coğrafyanın kaderini değiştiriyor. Bunun kıymetini ve vazgeçilmezliğini her anlamda içselleştireceğiz; unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz