Dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden Axa'nın geçtiğimiz hafta yayınlanan 'küresel risk raporu', dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri tarafından dünyanın yakın geleceğini en fazla etkilemesi beklenen küresel risk sıralamasında 'Kovid-19' küresel virüs salgınının (pandemi) ve bulaşıcı hastalıkların sebep olacağı risk algısının 1. sıraya oturduğuna işaret ediyor. Oysa, 2019 yılında aynı risk algısı 7 basamak gerideymiş. Pandemiyle ilgili risk algısının bu derece yüksek bir sıçrama göstermesinin en büyük gerekçesini ise, Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar ve Bill Gates kimi tanınmış isimlerin 'Kovid-19' sonrası virüs salgını ile ilgili tehditlerin bitmeyeceğine dair açıklamaları ve iddiaları oluşturmakta.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Konunun insan sağlığı ve yaşam hakkıyla bağlantılı yönü en kritik husus hiç kuşkusuz. Bununla birlikte, pandeminin tüm dünyayı vurduğu nisan-haziran döneminde, 2. çeyrekte Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) hesaplamalarına göre küresel çalışma saati kaybı yüzde 14'a ulaştı. Bu rakam 400 milyon tam zamanlı iş imkanının yok olması anlamına geliyor. 3. ve 4. çeyrekteki toparlanmaya rağmen, ILO tüm yıl boyunca çalışma saatlerindeki kaybın yüzde 4,9'a ulaşabileceğini, 140 milyon tam zamanlı çalışma kaybı riskinin söz konusu olduğuna işaret ediyor.
3.5 milyar düzeyindeki küresel istihdamın yüzde 87'si, yani 3,1 milyar çalışanı derinden etkileyen pandemi, şirketleri önemli iş kayıpları, üretim kayıpları, mali kayıplar ve uzaktan çalışma koşullarına yönelik ciddi organizasyon ve dijital yatırımlar yapmaya zorladı. Küresel risk algısında 2. sırada, 2019'da ilk sırada yer alan küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu riskler yer alıyor. Süper fırtınalar, süper su baskınları, sel, heyelan tehlikesi, süper kuraklık gibi başlıklar, şirketler için ciddi üretim, ihracat, gelir kayıpları anlamına geliyor.
2019'a göre birer basamak gerileyerek, 3. sırada siber güvenlik risklerinin, 4. sırada jeopolitik istikrarsızlıklardan kaynaklanan risklerin ve 5. sırada ülkelerde sosyal memnuniyetsizlik ve yerel çatışmalardan kaynaklardan risklerin öncelikli küresel risk başlıkları olarak sıralandığını görüyoruz. Dünyanın her noktasında gözlenen ağır küresel ve bölgesel ekonomi-politik çalkantıların önemli bir belirsizlik oluşturduğu aşikar. Siber saldırılar nedeniyle küresel ölçekte şirketlerin ve ekonomik faaliyetlerin uğradığı zarar yıllık bazda 1 trilyon doları geçmiş durumda. 2021'de daha ürkütücü bir sıçramayla 2 trilyon doları bile bulmasından endişe ediliyor.
Güvenliğe dair yeni tehditlerden kaynaklanacak risklerin 3 basamak yükselerek 6. sıraya oturduğu, makro ekonomik risklerin de yine 3 basamak yükselerek 7. sıraya oturduğu gözlenirken, doğal kaynaklar ve biyoçeşitliliğe yönelik risklerin 2 basamak gerileyerek 8. sıraya, finansal risklerin 2 basamak yükselerek 9. sırada, hava kirliliği riskinin ise 10. sırada yer aldığı görülüyor. Bu derece yüksek oranda algılanan pandemi riskinin aşının bulunmasıyla yatışıp yatışmayacağını ise zaman gösterecek.