2020, dünyanın bütününde, şirketlerin üst düzey yönetimlerinin şapkayı önlerine koyup, ciddi değerlendirmeler yapacakları bir yıl olacak. Bilhassa, Atlantik İttifakı'nın Amerika ve Avrupa kanadının basiretsizlikten veya çıkarlarından dolayı göz yumdukları jeopolitik gerginliklerden başlayarak, ABD'nin liderlik ettiği 'küresel ticaret savaşları'nın da tetiklediği ağır belirsizlikler, küresel ölçekte milyonlarca şirketi ürünlerini dünyaya satmak konusunda yeni pazarlara ve yeni tedarik zinciri arayışlarına zorluyor. Uzunca bir dönem Asya-Pasifik ülkelerini en önemli 'tedarik' partneri olarak gören şirketler, bugün tek bir coğrafyaya 'bağımlılığı' ciddi manada sorgulamaktalar.
Dünyanın tanınmış yönetim danışmanlığı ve denetim şirketlerinden PriceWaterHouseCoopers (PwC)'ın 23.'sünü yayınladığı 'Küresel CEO Anketi', 2018'de hayli yüksek bir iyimserlikle dünya ekonomisinin büyüme performansına yönelik bir beklenti ortaya koyan CEO'ların, bugün ise, 2020 ve sonrasına yönelik hayli yüksek bir 'kötümser'liğe geçtiklerine işaret ediyor. En yüksek kötümserlik Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da kendini gösterirken, göreceli düşük kötümserlik Türkiye ve Rusya'nın da yer aldığı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Asya-Pasifik'te gözleniyor.
Küresel ölçekte CEO'ların 3 yıl gibi bir orta vade için şirket getirisi ve reel sektör güvenine yönelik artış beklentisi, 2011 ve 2017'de, iki kez yüzde 51 ile en yüksek değeri görmüşken, 2020'de bu oran yüzde 34'e gerilemiş. Önümüzdeki 1 yıl için ise yüzde 27'ye.
Hükümetlerin aşırı düzenlemeleri, politik belirsizlikler, şirketin temel becerilerinde yetersizlik, ticari anlaşmazlıklar ve siber saldırılar 2019'da ilk en önemli 5 tehdit başlığı olarak algılanırken, 2020'de CEO'lar hükümetlerin aşırı düzenlemelerini yine ilk sırada tutarken, ticari anlaşmazlıkları 4. sıradan 2. sıraya, dünya ekonomisinin büyümesine yönelik belirsizliği de 12. sıradan 3. sıraya, siber saldırıları 5. sıradan 4. sıraya taşımışlar.
CEO'lar küresel ölçekte, vergilerdeki belirsizlikleri, kur ve paritede aşırı dalgalanmayı, tüketici eğilimlerindeki değişimi, ülkelerin 'korumacılık' eğilimlerini en temel 15 tehdit arasında öncelikli risk başlıkları olarak algılamıyor. Kuzey Amerika'da siber saldırı, Batı, Orta ve Doğu Avrupa'da hükümetlerin aşırı düzenlemeleri, Latin Amerika'da popülizm, Asya-Pasifik'te ticari anlaşmazlıklar, Afrika'da politik belirsizlikler ve Orta Doğu'da jeopolitik belirsizlikler 1. sırada.
Dünya nüfusunun ve ekonomisinin geniş bir bölümünü temsil eden Asya-Pasifik, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu'da ekonomik büyümedeki belirsizlik en önemli 2. tehdit ve risk başlığı. Küresel ölçekte CEO'ların 'kötümserlik' algısı ve büyümeye yönelik tehdit algısı, ister istemez yatırım eğilimini de olumsuz yönde etkiliyor. 2020'nin 'yatırım hamlesi' yılı olabilmesi adına, bu kötümserliği dağıtacak olumlu gelişmelerin önünü açmak gerekecek.