Türkiye Ekonomisi, dünya ekonomisinde sınırla sayıda ülkeye nasip olabilecek bir esneklik ve hareket kabiliyetiyle, yurtiçi ekonomik dinamiklerde yaşadığı sıkışmaları, aşağı yönde hareket eden sektörlerini telafi edecek şekilde, pozitif performans yakalamış sektörleriyle telafi edebilen bir ekonomi. 2013'den beri pek çok badire, pek çok zorlu gün atlattık. Gün oldu, turizm sektörümüz önemli kayıplar yaşadı; gün oldu tarım sektörü veya imalat sanayi. Bununla birlikte, turizmin daraldığı dönemi imalat sanayi ve diğer hizmet sektörü alanlarıyla dengeledik. Bugün ise, yurtiçi piyasa dinamiklerindeki sıkışmayı da, mal ve hizmet ihracatıyla, hizmet ihracatı deyince de, güneş-kum, sağlık, kongre, tarih, doğa turizmiyle telafi etmekteyiz.
Tarım sektörü de iyi bir performansla yoluna devam ediyor. Yurtiçi piyasalarda, otomotiv ve gayrimenkul gibi sektörlerde, ekonomi-politik belirsizliklerin azalmasına, döviz kurlarının istikrar kazanmasına, enflasyonun sakinlemesine ve kredi maliyetlerinin makul düzeye geri çekilmesine dayalı bir hareketlenme hissediliyor. Toplumun geniş bir kesiminde 'hayat pahalılığı' algısının da kırılmasına yönelik pozitif gelişmeler hız kazandıkça, yurtiçi tüketiminin de toparlanması, güçlü bir ihracat trendiyle birlikte, imalat sanayindeki üretim kapasitelerine ve 'gecikmiş' yatırım kararlarına da pozitif olarak yansıyacak.
Cumhurbaşkanlığı 2020 yılı Programı'na göre, ekonomideki iyileşme ve dengelenme, 2020 yılında, sanayi sektörünün katma değer üretimini yüzde 6, hizmetler sektörünün yüzde 5, tarım sektörünün ise yüzde 4 oranında arttırması olarak yansıyacak. Bu tablo, Türkiye'nin GSYH'sının 2020 sonunda yüzde 5 büyümeye taşıyacak. Büyümeye ağırlıklı olarak sermaye stoku ve istihdamın katkı vermesi, toplam faktör verimliliğinin katkısının ise pozitif seyretmesi bekleniyor. 2020'de GSYH büyümesine özel tüketim harcamalarının 3,1 puan, özel kesim sabit sermaye yatırım harcamalarının ise 2,8 puan katkı yapması beklenirken, kamu harcamalarının katkısının nötr, net ihracatın katkısının ise, 2018 ve 2019'daki rekorlar sonrasında, negatif yönde 0,6 puan etkisi olması beklenmekte.
Ekonomide çarklar ısınırken, 2019 yılını yüzde 11-12 bandında bitirmesi beklenen yıllık enflasyonun, 2020 sonunda yüzde 8,5'e kadar geri çekilmesi ayrı bir önem taşımakta. Yine, istihdamın bir önceki yıla göre yaklaşık 1,1 milyon artması, işsizliğin ise yüzde 11,8'e gerilemesi de ayrı bir pozitif gelişme olarak kaydedilecek. Ekonomi söz konusu hızlı toparlanmayı yakalarken, cari işlemler açığının GSYH'ya oranının yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşmesi de, Türkiye'nin 'yüksek kapasiteli büyüme' için artık yüksek enflasyon ve cari açığa katlanması gerektiği yönündeki 'basmakalıp' yargıyı, 'ezber'i bozacak. Küresel ekonomi-politik yeniden yapılanırken, yeni bir 'ekonomik yapı'yla pozisyonumuzu güçlendirmenin bize çok yönlü pozitif dönüşü olacak.