Türkiye'yi 2023 hedeflerine, 'daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh' bir ülke olarak taşımayı hedefleyen 11. Kalkınma Planı, 'sürdürülebilir kalkınma'nın üç temel sac ayağı olarak, hukukun üstünlüğü, güçlü demokrasi ve sürekli geliştirilen temel hak ve hürriyetlere dayandırılması gerektiğine işaret ediyor. Türkiye'yi 'konvansiyonel' bir yönetim ve üretim tarzından, 'akıl çağı'na dayalı 'dijital' bir yönetim ve üretim tarzına taşıyacak adımların ne olacağına dair önemli makro ipuçları taşıyan 11. Kalkınma Planı, beşeri, sosyal ve mekansal gelişmeye dayalı, refah artışı ve katma değerin adil paylaşımına dayalı bir makro ekonomik modeli önceliklendirmekte.
11. Plan, dayandığı temellere bağlı olarak, 5 temel aks, eksen üzerinden, 'rekabetçi üretim ve verimlilik', 'istikrarlı ve güçlü ekonomi', 'nitelikli insan ve güçlü toplum', 'yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre' ve 'hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim' eksenleri üzerinden, sanayinin Türkiye Ekonomisi'nin katma değer üretiminde ağırlığını artırmasına yönelik kritik önemde bir amaca işaret ediyor. Bu amaçla, sanayi sektörünün 2019-2023 döneminde ortalama yüzde 5,7 büyümesi ve GSYH içindeki payını da yüzde 24,2 düzeyine getirmesi hedeflenmiş durumda.
Tüm sektörlerde yerli üretimin artırılması ve sanayileşmenin hızlandırılması bir yana, bilhassa imalat sanayiinde kimya, ilaç-tıbbi cihaz, makine- elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları da öncelikli sektörler olarak yer almakta. Bununla birlikte, Uzak Doğu'da, 'Asya Kaplanı' olarak adlandırılan ülkelerin başarı hikayelerinde, gemi ve yat üretiminin de önemli bir imalat sanayii alt sektörü olarak öne çıktığı göz ardı edilmemeli. Bu nedenle, gemi ve yat üretimini de, 11. Kalkınma Planı'nda 'öncelikli gelişme alanları ' olarak tanımlanmış olan tarım, turizm ve savunma sanayiinin yanına yerleştirmek doğru bir strateji olacaktır.
Türkiye'nin mal ihracatı gelirinin 226-230 milyar dolar bandına, hizmet ihracatı gelirinin ise 78-82 milyar dolar düzeyine hedeflendiği 2019- 2023 döneminde, daha önce 50 milyon olan 2023 turist sayısı hedefinin 70 milyona, gelirin ise 65 milyar dolara revize edilmiş olması önemli. Türkiye'nin Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının yüzde 1,8-2 bandına kitlenmesi, 2023'te Türkiye'nin GSYH'sının 1 trilyon doları aşması, kişi başına milli gelirin ise 12 bin 500 dolara yaklaşması adına kritik önemde. Enflasyon, işsizlik ve cari açıkta sürdürülebilir seviyeyi yakalamış bir Türkiye, 2023'te dünya ekonomisinde ilk 15'e oynuyor olacaktır.