Japonya'nın dönem başkanlığını yaptığı bu yılki G-20 Zirvesi'nin ana teması 'uluslararası liberal düzenin korunması'. Almanya, Çin ve Japonya gibi dünya ekonomisinde ağırlığı olan ülkeler, Başkan Trump göreve geldiğinden bu yana giderek dozajı arttırılmış olan 'korumacılık' tedbirlerinden tedirginler. Fransa ise, kafası karışık bir ekonomi olarak, bu konuda kaçak dövüşüyor. Zaten, ekonomisindeki sıkıntılardan ve hükümet politikalarından, aylardır 'Sarı Yelekliler' sokaklarda. ABD'nin, Avrupa Birliği ve Çin lehine verdiği dış ticaret açığını kapatmak adına adım adım sertleştirdiği 'ticaret savaşları', ABD'ye büyük ölçekte ihracat yapan firmaları ABD'de fabrika kurmaya zorlamak veya ABD'li şirketlere bu tür şirketlerle işbirliğini yasaklamak boyutuna ulaşmış durumda.
Google, ARM, Intel, Qualcomm, Microsoft, Panasonic ve birkaç farklı isim Huawei ile olan işleri askıya aldılar. Japonya'da ardı ardına gerçekleşecek ve 28-29 Haziran'da da Liderler Zirvesi ile tamamlanacak G-20 toplantıları öncesi bir değerlendirme notu yayınlayan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Lagarde, 'ticaret savaşları' eğer ABD ve Çin arasındaki ticaretin tamamı üzerinde ek vergilendirme konulması boyutuna ulaşırsa, ortaya çıkacak GSYH kaybının 455 milyar dolara ulaşabileceğine işaret ediyor. Bu rakam, G-20 üyesi Güney Afrika'nın GSYH'ndan daha büyük bir kayıp.
G-20 Zirvesi'nin ev sahibi Japonya'nın Dışişleri Bakanı Kono, G-20'nin uluslararası toplumun bir dönüm noktasında olduğu ve uluslararası düzene duyulan güvenin sarsıldığı bir dönemde gerçekleşeceğini hatırlatarak, sistemin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel refah sağladığına dikkat çekiyor. G-20 Zirvesi'nde en büyük önceliklerinin özgür ve adil bir ticaret sistemi dahil olmak üzere liberal uluslararası düzeni desteklemek olduğunu vurgulayan Kono, ABD-Çin arasında artan ticari ve teknolojik gerilime atıfta bulunuyor.
IMF tarafı ise, ABD ile Çin arasında tırmanan ticari gerginliğin dünya GSYH'sına olası kaybını, 2020 için yüzde 0.3'ten 0.5'e yükseltti. ABD'nin Çin'den en büyük beklentisi, yuanın serbest dalgalanmaya bırakılması. Çin tarafı ise, yuanın değersiz olmasının sağladığı avantajı kaybetmek istemiyor. Bayram sonrası, G-20 maliye ve hazine bakanları toplantısından yansımaları dikkatle takip edeceğiz.