Topraklarında iki dünya savaşında da hiç kurşun atılmamış bir ülke olan ABD, 1941'de 'Büyük Britanya'dan, Birleşik Krallık'tan kapitalist sistemin liderliğini devralması sonrasında, 1944'den itibaren adım adım, Dünya Bankası, IMF, Birleşmiş Milletler ve NATO ile yeniden şekillendirdiği küresel ekonomi-politik sistemdeki hakimiyetini perçinlemek adına, Marshall Yardım Planı'nı da hayata geçirmişti. 1948-1960 arası yürüttüğü Marshall Yardım Planı, ABD'nin ürettiği mallar açısından, aynı zamanda dünya tarihinin en başarılı 'pazarlama' stratejisiydi. Marshall Yardım Planı ile, ABD'nin 'hegemon' bir güç olarak tüm dünya ekonomisine verdiği destek, 2018 rakamlarıyla 410 milyar dolardı. 1948'den 1973'e, Bretton Woods Para Sistemi çökene kadar ki 25 yıl, ABD sanayi mallarıyla, müzik ve sinema endüstrisiyle, dünya ekonomisinin tartışılmaz 'kral'ıydı.
Bu strateji, ABD açısından, kendi para birimi olan 'dolar'ı da dünya ekonomisinin vazgeçilmez 'uluslararası rezerv'i haline getirdi. Bugün, halen dünya merkez bankalarının rezervinin neredeyse yüzde 60'ı dolar cinsinden tutuluyor. ABD açısından, parasını uluslararası rezerv yapmak ve dünya ekonomisine hakim olmak, inovatif bir ekonomi olması kadar; aynı zamanda dünya ekonomisi lehine dış ticaret açığı vermeyi ve 'hayırhah hegemon' olarak, dünya ekonomisine dolar dağıtmasını da gerektirmekteydi. Ancak, inovatif olma özelliğini korusa da, ABD ekonomisi, bugün hayli yüksek federal bütçe açığını, hayli ağır federal borç yükünü ve hayli yüksek olan dış ticaret açığını birlikte yönetemiyor. Bu nedenle, 3.1 trilyon dolar uluslararası rezervi olan Çin'in, 'yeni güç merkezi' olarak, 'kuşak-yol' projesini 'sabır'la yürütmesinden hiç hoşnut değil.
Çin'in 'kuşak-yol' projesi nedeniyle, Asya'dan Afrika'ya, dev bir coğrafyada gerçekleştirdiği yatırımların 890 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor ve bu rakamın 2027'de 1.3 trilyon dolara ulaşması beklenmekte. Peki, Çin, ABD'nin yerini almaya hazır mı? Hayır. Çünkü, dış ticaret fazlası veriyor; yuanın değer kazanmasına izin vermiyor ve 'kuşak-yol' bazlı projelerde, hiç bir ülkede yerel girişimciler ve yerel işgücüyle çalışmıyor. Dünyayı kuşatacak bir müzik ve sinema endüstrisi yok. Bu nedenle, hem ABD, hem de Çin'in bundan sonraki stratejilerinin ne olması gerektiğine ciddi anlamda kafa yoracakları bir 5 yıl ufukta gözüküyor