Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Para politikasında ‘yeni’ gerçekler

Daha 6 hafta önce, dünyanın önde gelen merkez bankaları için 2019 yılı para politikasında 'sıkı duruş'u devam ettirmeleri gereken bir yıl olarak tanımlanmaktaydı. 6 hafta içerisinde, Birleşik Krallık'ın 'Brexit' süreci tam anlamıyla muammaya dönüştü; Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar 2019 büyüme ve küresel hammadde, emtia fiyat beklentilerini aşağı çektiler; ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakerelerinin anlaşmadan çok belirsizlikle sonuçlanacağı beklentisi güç kazandı. Üstüne, Başkan Trump ile ABD Kongresi arasındaki 'duvar krizi'nden dolayı, Federal Hükümet'in ABD siyaset tarihinin en uzun 'kapanma' sürecini yaşamasını ekleyin. Tüm bu tablo, 70-80 dolarlardan 60 dolar seviyelerine çekilen 2019 küresel petrol fiyatları beklentisiyle, küresel ölçekte enflasyon riskini de en alt seviyeye indirmiş durumda.
6 hafta içerisinde, başta ABD Merkez Bankası (FED) olmak üzere, önde gelen merkez bankalarının mesajları 'şahin' bir üsluptan 'güvercin' bir üsluba dönüştü. FED'in 2019'un ilk toplantısında 'para politikası faizini sabit tutma' kararının yanı sıra, para politikasında sıkılaştırmayı sürdürmek konusunda 'aceleci davranmayacağı' yönündeki mesajları, euro-dolar paritesini 1,15 dolara taşırken, dolar-TL kurunu da 5,20 TL'ye kadar getirdi.
İhracatçımız açısından, paritenin euro lehine yükselmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte, dolar-TL kurundaki aşağı yöndeki hareketin Türk ihraç ürünlerinin rekabetçiliği açısından makul düzeyde kalması konusu da ihtiyatlı olmamızı gerektiriyor. Bu nedenle, Türkiye Ekonomisi'nde 'manşet enflasyon' küresel ve yerel gelişmelere bağlı olarak, beklediğimizden daha hızlı aşağı gelecek ise, TCMB'nin de eş zamanlı olarak 'büyüme ve istihdam odaklı' adımlar atması yerinde olacaktır.
TCMB'nin 2019'da 'net ihracat'ın büyümeye katkısının devam edeceği yönündeki öngörüsü, Türk Lirası'nın değeri açısından da doğru bir 'politika seti' takip edilmesini gerektirmekte. Türk Lirası'nın değerinin dolar ve euro karşısında toparlanması nedeniyle pek çok gelişmekte olan ülke parasına göre 'pozitif ayrışma''enflasyonla mücadele'nin en önemli 'gerekçesi'ne dönüştürür isek, bu defa da ihracatın, kırmayı sürdüreceği rekorlarla, 2019 büyümesine katkısını olumsuz yönde etkileyebiliriz. Bu nedenle, enflasyonla mücadelede 'gıda fiyatları'yla mücadeleyi ıskalamayalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA