Tüketici Fiyatları Endeksi'nin (TÜFE) yıllıklandırılmış bazda 5 puana yakın, Üretici Fiyatları Endeksi'nin (ÜFE) ise 12.5 puana yakın gerilediği kasım ve aralık ayı verileri, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın koordinasyonunda, 'enflasyonla topyekûn mücadele' tedbirlerinin ve eş zamanlı olarak döviz kurlarındaki stabilizasyonun etkili sonuç verdiğine işaret ediyor. Bu doğrultuda, TCMB'nin para politikası faiz setinde eylül ayında gerçekleştirdiği adım da, sıkı para politikası mesajı olarak, enflasyondaki gerilemeyle birlikte daha da anlam kazandı. Bu nedenle, yıllıklandırılmış manşet enflasyon yüzde 18'in altını görmeden, TCMB'nin para politikası faiz setinde bir değişikliğe gitmemesi, sıkı duruşun piyasalar üzerindeki yatıştırıcı, stabilize edici etkisini güçlendirecektir.
Ekonomi Yönetimi, enflasyonda aşağı doğru trendin aralıksız sürmesinin, Türkiye Ekonomisi'nin algısı ve reel sektörünün daha kabul edilebilir koşullarda finansmana ulaşması noktasında öneminin farkında. Bu nedenle, enflasyonda düşüş trendinin sürmesi adına, çeşitli mal ve hizmetlerdeki vergi indirimlerinin 3 ay daha uzatılmış olması ve hane halkının enerji maliyetlerinde gerçekleştirilen anlamlı indirimler; diğer tarafta iş dünyasının iş gücü maliyetlerini dengeleyecek adımlar, gerek TÜFE, gerekse de ÜFE'nin yönetimi; talep ve maliyet enflasyonunda aşağı doğru trendin sürdürülebilirliği açısından etkili olacak.
Her ay enflasyonda aşağı doğru trendin az veya çok devam etmesi, piyasanın aradığı motivasyon ve güveni bulabilmesi adına da önemli.
Enflasyonda aşağı doğru trend devam ederken, TCMB'nin para politikası faiz setini değiştirmemesi, sıkı duruşun devamı adına, aynı zamanda döviz kurları üzerindeki baskıyı da arttıracaktır.
Enflasyondaki düşüşün sürmesinin sağladığı motivasyon ve güvenin yanı sıra, sıkı para politikası duruşunun da etkisi ile, döviz kurlarının stabilizasyonu da, yine enflasyonla mücadeleye pozitif bir katkı sağlayacak.
Yılın 2. yarısında, hızla toparlanan Türkiye Ekonomisi'ne birlikte şahit olacağız