Küresel ekonomi-politik, önümüzdeki 50 yıl, Pasifik- Avrupa, Pasifik-Afrika, Pasifik- Kuzey Buz Denizi-Baltık Denizi ve Hint Okyanusu-Baltık Denizi arasında uzanacak ticaret ve enerji koridorlarına yönelik büyük bir kavgaya şahitlik edecek. Yakın döneme kadar dünya havayolu trafiğinde en önemli koridor Avrupa-Kuzey Amerika koridoru ise, önümüzdeki 25 yıl dünya havayolu trafik yükselen yeni koridor Pasifik- Afrika koridoru olacak. Bu koridorun en kritik önemdeki 'çekim merkezi' ise 'yeni' İstanbul Havalimanı olarak öne çıkacak. Türk Hava Yolları ise, yükselen havayolu koridorunun en önemli üç markasından biri olarak perçinlenecek.
İşte tam bu noktada, Alman havayolları şirketi Lufthansa'nın uçuşlardaki gecikme ve iptalleri azaltmak amacıyla, ülkenin en büyük dört havalimanındaki iniş ve kalkış sayısının sınırlandırılması önerisinin Alman hükümetinden kabul görmemesine şaşıralım mı?
Türkiye, Rusya'yla arasındaki Batı Hattı ve Mavi Akım Hattı'nın yanı sıra, 'Türk Akımı' boru hatlarıyla, Avrupa'nın Avrasya'ya enerji üzerinden eklemlenmesi adına tarihi bir 'çağrıya' imza atarken, ABD Enerji Bakanı Rick Perry'in, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin enerji alanında Rusya'ya bağımlılığını azaltma ve ABD ile enerji ortaklıklarını genişletme hedefi çerçevesinde Polonya'yı ziyaret etmesini ve bu ziyaret çerçevesinde Polonya'nın kamu enerji şirketi PGNIG'nin ABD'den sıvılaştırılmış doğalgaz ithal etmek üzere uzun vadeli bir sözleşme imzalamasını not almayacak mıyız?
Unutmayın, Suudi Arabistan- BAEMısır 'küre ekürisi'nin 5 Haziran 2017'de Katar'a abluka ilan ettikleri hafta, ABD ilk sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatını yine Polonya'ya yapmıştı. Küresel ekonomi- politik, ABD, Rusya, Çin gibi, yaklaşmakta olan '2. Soğuk Savaş' döneminin 'kutup'ları üzerinden, tarihi bir 'Koridorlar Savaşı'na sahne olacak. Ve Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği ve vizyonunda yürüttüğü 'medeniyet diplomasisi' platformu üzerinden, 3 küresel 'kutup' arasında oluşturacağı 'denge' siyasetiyle, 'Koridorlar Savaşı'nın sıklet merkezi olma vasfını perçinleyecek. Bu tarihi süreçte, mal ve hizmet ihracatından elde edeceğimiz döviz gelirini katlayarak, bu savaş için 'mali tahkimat'a ağırlık vermeliyiz.