Türkiye ekonomisinin gücünü ve üretim becerisini anlamak istiyorsanız, 2017 rakamlarıyla, Yeni Zelanda dahil, 140 ülkenin GSYH'sından daha büyük katma değer üreten bir sanayisi; Ukrayna dahil, 130 ülkenin GSYH'sından daha büyük katma değer üreten bir ticaret sektörü ve Bulgaristan dahil, 114 ülkenin GSYH'sından daha büyük katma değer üreten tarım sektörü olan bir Türkiye'den söz ettiğimizi bilmek dahi kafidir. Türkiye, Avrasya'nın 'oyun kurucu' bir ekonomisi olarak, sektörel çeşitliliği ve genç, nitelikli insan kaynağıyla, 160 milyar doları aşan ihracatıyla, dünya ticaretinde ilk 25'e soyunmuş bir ülke olma becerisiyle, Avrasya'nın en ilham verici ekonomisi. Üstelik de, bu becerisini, son 15 yılda, G20 ülkeleri arasında en üst sıralarda yer almasını sağlayan bir 'kamu mali disiplin başarısı' ile gerçekleştirmekte.
YATIRIMIN İLGİ ODAĞI
2017 yılını G20 ülkeleri arasında GSYH büyüme hızı rekoru ile tamamlamış olan Türkiye, etrafındaki bu derece ağır ekonomi-politik gerginliklere rağmen, tüm sektörlerindeki üretim çarklarının dönmesini başaran, reel sektörün rekabetçiliği ve katma değer becerisi adına, neredeyse AB ülkelerinin toplamının başarabildiği istihdam artışını tek başına yapabilen bir ekonomi olarak, aldığı makro ihtiyati tedbirler ve reform adımlarıyla, 2018'de de küresel yatırım ilgisine en fazla mahzar olacak ilk 5 ülke arasında ilan edilen bir ülke. Türkiye, coğrafyasında, önümüzdeki 25 ve 50 yıl adına, 'sürdürülebilir' ve 'kapsayıcı' kalkınma adına, hem diplomasi, hem de saha gücünü, ekonomik becerisiyle harmanladığı bir strateji yürütüyor.
SAHADA ETKİLİ ÜLKE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, son 15 yılda, ekonomik gücünü, üretim ve yatırım becerisini 'insani değerler' kaldıracı olarak da kullanan Türkiye, 'yumuşak' gücünü sahada daha etkili kılacak bir başarıyı yakalayarak, insanı yardımlarda dünyada en önemli ilk 5 ülke arasına kendisini taşımayı da bildi. İş dünyası ve toplumsal hayata yönelik sivil toplum kuruluşlarında tarihi bir 'demokratikleşme' ve uluslararası düzeyde ikili ilişkileri yürütme ve proje gerçekleştirme kabiliyetinin yanı sıra; ekonomik gücün getirdiği hareket kabiliyetiyle, Türkiye sınır ötesi diplomatik misyon sayısında da dünyada ilk 5'de yer almasını sağlayan bir 'diplomasi gücü' yakaladı ve bu becerisiyle, Afrika ve Asya'ya 'birlikte geleceği oluşturma' çağrısı yapmakta.
İLHAM VERECEK
Türkiye'nin ekonomik gücünün Türk toplumuna aşıladığı 'özgüven', Türkiye Ekonomisi'nin 'demokratikleşme süreci', nasıl ki 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminin destansı bir direnişle darmadağın olmasını sağladıysa; bugün küresel finans baronlarının yerel yardakçılarıyla tezgahladıkları 'döviz- faiz oyunu' da aynı şekilde darmadağın olacaktır. Türkiye, Rusya, Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle mega projelere imza attıkça, bu ülkelerle ticaret ve finans kanalını derinleştirdikçe, serbest ticaret anlaşmaları devreye girdikçe, Türkiye'nin 'ekonomik gücü' Avrasya'ya ilham vermeyi sürdürecek.