18 Aralık 2017'yi not alın. Bu tarihi, ABD'nin 21. Yüzyıl açısından, 'Çok Kutuplu Rekabet Dönemi'ni resmen ilan ettiği bir tarih olarak hatırlayacaksınız. ABD Anayasası gereği, ABD Kongresi'nin her başkana zorunlu kıldığı 'ulusal güvenlik stratejisi'ni açıklama zorunluluğu çerçevesinde konuşan Başkan Trump, ABD etkisine, değerlerine ve zenginliğine meydan okuyan Rusya ve Çin'le karşı karşıya olduklarını ve bu iki ülke ile ve diğer ülkelerle büyük ortaklıklar kurmaya; elbette ABD'nin ulusal çıkarlarını koruyan bir şekilde, çalışacakları yönünde net bir mesaj verdi. Böylece, 1947'den itibaren başlayan, ABD'nin Batı Bloku'na, Sovyetler Birliği'nin Doğu Bloku'na önderlik ettiği ve 1991'de sonlanan 'Soğuk Savaş'ın '2 Kutuplu' dünyasından sonra, 1992'den bu yana ABD'nin 'Tek Kutup' gücüyle asimetrik tehditlerin ve küresel terörün olağanüstü tırmandığı, tırmandırıldığı 25 yıllık 'Belirsizlik Dönemi'nden, 'ABD-Rusya-Çin'li 'Çok Kutuplu' döneme geçiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye 15 yıldır, 'Çok Kutuplu' döneme yönelik, Türkiye'nin menfaatlerini kollayacak, pozisyonunu netleştirecek bir strateji oluşturmaya çalışıyor. Türkiye'nin ABD, Rusya ve Çin'le eşit ölçüde ve eşit mesafede bir ilişkiyle bezenmiş, küresel ekonomi-politiğin şekillendirildiği masada hak ettiği ağırlıkla yer almasını sağlayacak bir strateji oluşturması ve Avrasya'da aldığı etkili inisiyatif, sadece kendisinin arzu ettiği bir dünya ekonomi-politiğine destek olması halinde 'stratejik ortak' kabul edeceği Türkiye ile ABD'nin ilişkilerini de zorlu bir etaba taşıdı. ABD, bu 'Çok Kutuplu' yeni dönemin parametreleri ve dengeleri açısından, Türkiye'nin elinin güçlenmesinden ve masada 'eşit' muamele talebinden, 'Dünya 5'ten Büyüktür'ü sorgulatmasından hiç memnun değil. ABD Başkanı Trump'ın, ilk kez bir ABD ulusal güvenlik stratejisinde 'ekonomik güvenlik' kavramının yer aldığına işaret etmesi ve 'barışı korumak' adına orduyu güçlendireceklerine de değinmesi not alındı kuşkusuz.
ABD için 'ekonomik güvenlik' ne kadar önemliyse, Türkiye için de o kadar önemli. O kadar ki, vakit kaybetmeksizin, hem Cumhurbaşkanlığımız, hem de Bakanlar Kurulu, Ekonomi Yönetimi nezdinde 'Ekonomik Güvenlik' birimleri oluşturulmasını ivedileştirmekte. ABD, 'Ekonomimin güvenliğini sağlarken, politika ve stratejilerini beğenmediğim ülkelerin ekonomik güvenliğini zorlayacağım' diyor, açıkça. Türkiye, çok kısa sıra içinde 'ekonomik güvenlik' stratejisi ve birimlerini oluşturmalı ve 3. Dünya Savaşı'na yönelik hazırlıkları hızlandırmalı.