Cengiz Semercioğlu, Hürriyet'in Kelebek ekinde 11 Eylül'deki yazısında "Spor sayfaları dünyadan bihaber" başlığıyla, FIFA 2010 Dünya Kupası elemelerinde grubu birden fazla takım aynı puanda bitirirse, sıralamayı aralarındaki maçların değil, genel averajın belirleyeceğini duyurdu. Bu duyuruyu yaparken de spor medyasının bu kuralı bilmediğini, gazetelerde Bosna ile aynı puanda bitirirsek ikili averajda daha iyi olduğu için rakibimizi geçeceğimize dair yazılar okuduğunu yazdı. "Spor medyası" genellemesi yaptığı ve sayfalarımızda böyle bir ifade olmadığı için üzerimize almadık. Birçok gazetede haber doğru verildiği için belki TSYD bir açıklama yapar veya TSYD Başkanımız Esat Yılmaer, aynı gazetede çalıştığı meslektaşını uyarabilir diye düşünmüştüm doğrusu.
Cengiz Bey işi abartıp "FIFA, 2010 Dünya Kupası elemeleriyle birlikte kuralı değiştirdi, daha önceki turnuvalarda ikili averaja bakarken artık genel averaja bakıyor" diye de yazdı. Oysa FIFA'nın turnuvalarında yıllardır genel averaja bakılıyor. Ama UEFA'nın turnuvalarında (Kulüpler ve Milli Takımlar düzeyinde) önce takımların aralarındaki maçlar dikkate alınıyor.
Cengiz Bey'in bu bilgi yanlışının da üzerinde durmadık. Ama 15 Eylül'deki yazısı sonrası artık yanıt vermeye mecbur kaldım. Çünkü bu adam ya okuduğunu anlamıyor; ya sütunundan sağa, sola iftira atıyor, yalan yazıyor; ya da birilerinin yanlış bilgileriyle gaza gelip dolduruyor köşesini.
15 Eylül'deki yazısında Genel Yayın Yönetmenimiz Erdal Şafak'a şöyle diyor: "Keşke
SABAH'ın geçen hafta Bosna-Türkiye maçından sonra yaptığı averaj hatasıyla da aynı titizlikle ilgilenseydi..."
Başında bulunmaktan büyük gurur duyduğum SABAH Spor Servisi'ni "Türkiye'nin Dünya Kupası'na hangi averajla nasıl gideceğini bilmemek" ile de suçluyor.
Peki; Bosna maçının ardından 10 Eylül günkü gazetede biz ne yazmışız?
"Biz iki maçımızı kazanıp Bosna Hersek'in kaybetmesini bekleyeceğiz. Bosna'nın beş puan kaybetmesi bize tek kelime ile ilaç olacak."
Kaç puan demişiz? "Beş!" Hadi bir de rakamla yazalım (çünkü okuduğunu anlamıyor) "5!"
Sonra da eklemişiz:
"Bir başka seçenek ise, rakibin iki maçında da berabere kalması, bizimse aradaki averajı kapatmak için gol yemeden 11 gol atmamız..." Çünkü Bosna'nın averajı bizden iyi diye de vurgulamışız. Bu satırların neresini "İki takımın arasındaki maça bakılacak. Bizim Bosna'ya karşı ikili averajda üstünlüğümüz var" diye anlamış acaba Cengiz Bey?
Tekrarlıyorum; ya okuduğunu anlamıyor, ya iftira atmayı, yalanı yazarlık sanıyor, ya da birilerinin gazına gelip yazılar yazıyor. Hangisi doğru bilmem. Ama bu üçünden hangisi doğru olursa olsun konu artık Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ü ilgilendirir.
"Dört kıtada aslanlar gibi" başlıklı haberimiz hakkında yaptığı "SABAH Spor haritada Fildişi Sahili'nin yerini bile bulamıyor" yorumuna gelince... O haberde oklar sadece ve sadece kıtaları işaret ediyor. Nasıl Arda'nın oku tam Kayseri'de değilse, Elano'nun oku tam maçın oynadığı Arjantin'de değil, Güney Amerika kıtasının üzerindeyse, Baros'unki de özellikle Slovakya'ya değil, Avrupa'nın ortasına sadece ve sadece kıtayı sembollemek üzere yerleştirildiyse Keita'nınki de Afrika kıtasının üzerine kondu.
Anlayabilsin diye tekrar ediyorum: Oklar orada ülkeleri değil, kıtaları işaret ediyor; başlık da "Dört kıtada aslanlar gibi!"
Umudum yok ama umarım anlamıştır!.