Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, diyaloğa ve eleştiriye son derece açık. Bu sayfalarda 4 Eylül tarihinde yaptığımız ve devamını yukarıda getirdiğimiz haber sonrası da kendisiyle konuştuk. Israrla haberimizin doğru olmadığını söyledi. Ben de yanıldığını, daha doğrusu yanıltıldığını anlatmaya çalıştım kendisine...
MİLLİ DAVA İÇİN SUSTUK
Ardından önümüzdeki kritik milli maçlarda futbol dünyasının konsantrasyonunu bozmamak için dosyayı, tüm belgeleriyle rafa kaldırdık.
Başkanla "Bosna maçından sonra görüşmek üzere" vedalaştık.
Biz, haberimizi başlığında vermiştik zaten... Neydi o? "Çifte standart!"
Ortada bir çifte standart vardı. Askerlikten muaf tutulmuş bazı isimlerin hakemliklerine son verilirken bazılarının devam etmesi gibi...
Başka konularda da çifte standart vardı. Örneğin; Genelkurmay'ın 2001 Ekim ayındaki "Askeri personel hakemlik, gözlemcilik yapamaz" kararının uygulanmasında. İlk çıktığında karar bütün askeri personel için uygulanırken son dönemde sivil memurlar bu kapsama sokulmuyordu. Biz, "TSK bünyesinde çalışanlar hakemlik veya gözlemcilik yapamaz" diyorduk. Eski MHK Başkanları, eski hakemler, hatta bugün hakemlik veya gözlemcilik yapan birçok kişi bizim görüşümüzün doğru olduğunu söylüyor. Ancak TFF yetkilileri bu yazı için "Bu, askeri personel için geçerli. Sivil memurlar için sınırlama yok" görüşünde.
Bu noktada iki sıkıntı var: İlki; yasağın geçmişte sivil memurları da kapsayacak şekilde uygulanması, birçok hakem ve gözlemcinin TSK bünyesinde kalmak için futboldan kopmaları. İkincisi ise incelediğimiz TSK Personel Kanunu ve İç Hizmet Kanunu'nda sivil memurların askeri personel sayılması; tek istisnanın sadece başka bakanlık bünyelerinde istihdam edilen personeli, örneğin mutemetleri kapsaması.
Başkan Özgener, 4 Eylül'de haberin doğru çıkması durumunda gerçekleştireceği bir söz verdi bana... Ben de "Haber doğru başkan... Kendini bağlama" dedim. "Sözüm söz!" dedi.
BELGELER TFF'DEN
Vardığımız bu sonuçta, TFF'nin "Askerde" dediği tarihte Akçer'in maçlara çıktığı belgelenmiş durumda. Sevgili Başkan'ın sözü sadece onu bağlar ama benim ondan bir ricam var:
Sevgili Başkan! Faturayı bu haberde isimlerini verdiğimiz kişilere kesme. Onları yolda görsem tanımam. Ama akıl hocalarının kimler olduğunu biz de biliyoruz, sen de biliyorsun. Bizim tek isteğimiz, Türk hakemliğinden çifte standardın yok olması... Hem hakemlerin sahadaki performanslarından hem de hakemleri yönetenlerin performanslarından...