Avrupa'da en başarılı, en çok maç yapan, en çok maç kazanan Türk takımı Galatasaray'a Hırvatistan'ın 12 takımlı ligini geçen sezon beşinci bitirmiş Slaven'in kafa tutabileceğini düşünmüyorduk. Ön elemelerde firesiz bir tablo vardı. Bu turu geçmek, Avrupa'da kulübün 200. maçını oynama şerefini de bu kadroya getirecekti.
Ancak tüm bu faktörlere karşın zayıf rakibe karşı iyi motive olamayan bir Galatasaray vardı sahada. Teknik direktör Feldkamp, son lig maçında Ankaragücü karşısında sahaya sürdüğü kadrodan sadece cezalı Arda'yı mecburen çıkarıp Hasan'ı 11'e almıştı. Alman teknik adam, sürekli vurguladığı "Futbol ciddi bir iştir. Hiçbir rakibi hafife almaya gelmez" söylemini eylemle de kafalara sokmak istemişti. Ama başarılı oldu mu? Hayır!
ÜMİT'İN İŞİ ARTIK ÇOK ZOR
Dün harika bir gol atan Hakan Şükür'ün çok daha kolaylarındaki kötü vuruşlarını konsantrasyon eksikliğine bağlayabiliriz. Ümit Karan'ın kötü performansı ise sürpriz değil; bir açıklama da istemiyor. Yeni transfer Nonda sağlamsa, Ümit'in bu formuyla işi artık çok zor. Özellikle ilk yarıdaki hovardalık ( ikinci devre o kadar çok pozisyon bulunamadı ) yüzünden taraftarlar maçın sonlarına kadar bir türlü rahatlayamadı.
Ümit'in performansı seyircinin de, bizlerin de alıştığı bir tablo haline geldi artık. Alışılmamış olan, Song'un kötü grafiği. Sıradan bir takım olan Hırvat temsilcisinden iki maçta da gol yemek (penaltıdan da olsa) Galatasaray savunması için kırmızı alarm olarak değerlendirilmeli. Ligde henüz gol yenmemiş olması da gözleri boyamamalı.
TEK LİNCOLN YETER (Mİ?)
İkinci yarıda Barış'ın girmesinden sonra Ayhan orta alanın soluna geçti. Hasan Şaş sol beke çekildi. Bu, Kalli'den zaman zaman izlediğimiz ilginç tercihlerden biriydi. Her zaman izlediğimiz ise şu: " Önce Barış girer. Sonraki değişiklik veya değişikliklerse 85'ten, hatta 90'dan sonra. "
Bu kadar sıradan bir takıma karşı Serkan ve Okan çok daha önce girebilir, Hasan sol bekte riske edileceğine yine kulübeden Ferhat'a şans tanınabilirdi.
Avrupa idmanı gibi de olsa, iki maçı da kazanarak turu geçen takımın hiç mi artısı yok? Lincoln'ü var, yetmez mi? Tek başına bütün eksileri yok edebiliyor. Tabii, Slaven gibi takımlara karşı... Ya rakipler ciddileştikçe ne olacak?