Türk futbolu 1990'ların ikinci yarısından itibaren dünya futbolunun önemli yıldızlarını ağırladı. Kimisi uzun soluklu oldu. Hagi, Taffarel, Popescu üçlüsü gibi. Ve Türk futboluna hem eğitim hem de hedefler anlamında önemli katkılar yaptı. Kimisi (Ortega gibi) ağzımıza bir parmak bal çaldı; kısa sürede ayrılıp gitti.
2003-04 sezonunda 18.5 milyon dolar olan yabancı futbolcu transferine ayrılan para bu sezonda 117.8 milyon dolara yükseldi. Üç yıl içindeki 6 misli artışın içinde resmi olarak gösterilen ücretlerin gerçeklere yaklaşmasının da payı var ama yine de sürdürülebilir bir büyüme değil bu. Çünkü gelirlerde böyle bir yükseliş yok.
1- TV yayın hakkı gelirinde ciddi bir artış olmuyor. Üstelik sözleşme iki yıl daha uzatıldı. (Bu kararın doğruluğu, yanlışlığı ayrı bir yazı konusu.)
2- İddaa gelirlerinde önemli bir artış sağlanabilirdi. Ama kulüplerimiz ihale krizi yaşandığı süreçte TBMM'deki yeni yasa görüşülürken derin uykudaydı. Hatta bu vurdumduymazlıkları bazı milletvekillerinin kürsüden sitemlerine bile yol açtı. Sonuçta bu kalemde de bir artış görünmüyor.
3- Sponsorluk gelirleri için temiz futbolun, imajın ne kadar önemli olduğunu defalarca vurguladık. Futbolun en içindeki insanlardan, tribünlere, hatta ilgili bakandan başbakana kadar herkesin futbolun en üst kurumundan yakındığı bir ortamda sponsorluk ne kadar cazip olabilir ki! Son örnek Galatasaray-Vodafone işbirliğinde yaşandı. Hem medyaya sızması hem de Galatasaray'ın son maçlarındaki olaylar sonrası Vodafone cephesi şu anda böyle bir işbirliği için gönülsüz görünüyor.
4- Geriye tribün ve ürün satışı gelirleri kalıyor. Bu konuda Anadolu'da biraz Bursaspor'un özellikle bu sezon iyi çalıştığını söyleyebiliriz. Büyükler içinde ise Fenerbahçe bir hayli önde. Beşiktaş da kombinelerde fena değil. Ama o kadar.
SEYİRCİ GİDERİ YÜKSEK!
Taraftarlar, dünyada kulüplerin en önemli sıcak para kaynağıdır. Bizde ise var olan kaynakları eritirler. Bu sezon Tahkim Kurulu'nun indirimleri dahil kulüplerimizin ne kadar para cezası ödediğini biliyor musunuz? 2 milyon 272 bin YTL . Dört Büyükler her alanda olduğu gibi burada da 1 milyon 247 bin 500 YTL ile lokomotif konumunda!
5- Ayrıca önümüzdeki sezondan itibaren önemli bir gelişme daha yaşanacak. Futbolcu ödemelerinin stopajı (eğer yeni bir yasal düzenleme yapılmazsa) % 15'ten % 40'a çıkacak. Son dönemde en önemli transferleri yapan Fenerbahçe ve Beşiktaş futbolcuların gerçek ücretlerini bildirmede de öncü olduğu için bu stopaj artışından en çok etkilenen kulüpler olacak. Özellikle yabancı futbolcuların Türkiye'yi tercih etmesinde vergi cenneti görünümümüzün payı ortadayken stopajdaki bu artış da çok büyük bir handikap.
Özetle; ana kaynakları naklen yayın ve İddaa gelirleri (İkisinin toplamı yaklaşık 200 milyon dolar) olan Türk futbolunda gelirlerin yerinde saydığı bir ortamda çok büyük transfer beklemek fazla iyimserlik. Üstelik hemen hemen bütün kulüplerimiz ciddi bir borç yükü ile karşı karşıyayken..
Bütün bu faktörleri biraraya getirdiğimizde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Futbolun yıldızları bize gökteki yıldızlar kadar uzak. Bu sezon belki yine bazı takımlar çok rasyonel olmasa da ciddi biriki transfer yapabilir. Ama dediğimiz gibi bunları bugüne kadarki gibi ya ceplerinden karşılarlar ya da kulüplerin geleceklerine ipotek koymaya devam ederler.
Taraftarlar, tablo ortadayken büyük transfer beklentisine girmemeli. Bu beklentiler karşılanmadığı için yöneticileri suçlamamalı. Yöneticilere kızacaklarsa gerekçeleri bu tabloyu yaratmış olmalarıdır. Ama bugünün şartları artık böyledir.
Ayağımızı yorganına göre uzatmamız gerek. Yoksa Eylül ayında söylediğimiz gibi; "Yakın gelecekte ayağımızı uzatacak yorgan bile bulamayacağız."