Cuma sabahı Sabah gazetesi yazarları ve İstanbul'daki kültür ve sanat kurumlarının temsilcileri Kültür Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı ile buluştular.
Sabah gazetesi Kurumsal İletişim sorumlusu Fecir Alptekin zaten bir süredir kültür sanat yetkilileriyle köşe yazarlarını buluşturuyordu. Bu defa Sayın Bakan da katıldılar.
Çok güzel, çok yararlı, çok yerinde bir buluşma oldu. Hemen belirteyim ki, şu sıralar içinden geçtiğimiz heyheyli günlerde, kültür çevrelerine hâkim olan bir tek konu var: kitap ve sanat harcamasından alınan KDV kaldırılacak mı kaldırılmayacak mı?
***
Bu soru ortaya durup dururken gelmedi. Geçenlerde bu konuda yazdığım bir yazıda belirttiğim gibi,
beyaz eşyadan, inşaat malzemesinden kaldırılan KDV sanat harcamalarından, hele hele
kitaptan çoktan kaldırılmalıydı.
Söz konusu vergi bakımından başka sorunlar da var. Örneğin müzayedelerde alınıp satılan tablolardan her el değiştirdiğine bir kere daha KDV alınıyor. Bu yeryüzünde görülmedik bir durum. KDV, bir defa alınır. Aynı mal tekrar el değiştirince vergiden muaf olur.
Buradaki mantık nedir? Beş defa el değiştirdiğinde bahse konu tablo adeta
devlete geçmiş oluyor. Zamanında devlet
veraset ve intikal vergisi aracılığıyla
mülkiyeti kendisinde toplamak isterdi. Sonra bu yaklaşımını değiştirdi. Şimdi aynı muhakemeyi
sanat yapıtında sürdürüyor. Neden? Açıklaması yok bunun. Eski bir
devletçi mülkiyetçi yaklaşım devam ediyor.
Hele
kitapta ve diğer kültür harcamalarında KDV'nin bu derecede
yüksek oranlarda sürdürülmesi hiç
kabul edilemeyecek bir tavır. KDV kaldırılırsa bir yılda kitap
ve kültür harcaması kalemlerindeki kaybın
devleti yıkıma sürükleyecek (!) boyutlarda
olmayacağı belli. Ama bu şekildeki devamı
başka gerginliklere yol açıyor.
Şimdi devlet
bu vergiyi kaldırarak yeni bir hamle yapmalı. Buna
tüm toplumun ve
bizatihi devletin ihtiyacı var. Kendisi bir
kültür insanı olan
Bakan Profesör Avcı bunu ülkede
en iyi anlayacak kişilerden biridir.
***
Günümüz dünyası sadece
ekonomik kalkınmayla ilgilenmiyor.
Ekonomik gelişme çok daha önemli. O ise
kültür alanındaki gelişmişlikle ilgili. Sanat ve kültür bugün
ne bir
fantezidir ne bir
gösteriş işidir ne de
1930'larda olduğu gibi bir
devlet propaganda aracıdır. Kültür bugün
toplumsallaşmanın ve birey olmanın temel unsurudur. Bir ülkeyi diğerleriyle dünya haritasında etkileşime sokmanın tek yoludur. Şimdi bağlı oldukları uluslardan ve devletlerden çok daha ileride olan
kentler kendilerini sanat üstünden belirginleştiriyor. Nedeni budur.
Türkiye, çok ihtiyacı olduğu halde, sınıfları, kesimleri, kanatları itibariyle
kültür planındaki tartışmaları kaybetti, unuttu. Kültürü ne izliyoruz ne konuşuyoruz. Oysa o tartışmaya her zamankinden daha fazla
ihtiyacımız var.
Kentleşmenin yoğunlaştığı,
toplumsal dönüşümün hızlandığı,
sosyo- kültürel yapının dönüştüğü bir dönemde kültürel plandaki etkinliğimiz çok daha farklı olmalıdır.
***
Kültür Bakanı yaptığı açıklamada kendilerine aktarılan
KDV konusunun yakında toplanacak
Kültür Milli Şûrası'nın kararları arasına alınacağını belirttiler. Kendilerinin yürekten katıldığına içtenlikle inandığım bu talebin
Şûra kararı haline getirilmesi
çok akıllı bir strateji. Çünkü, Şûra kararları
devlete verilen görevlerdir. Buradan hareketle bu konunun kısa bir süre sonra başka düzeylerde ele alınacağını düşünmek gerek. Öyle olmasını
diliyor, umuyor ve bir daha
talep ediyorum.
Kültür konusuna devam edeceğim.