Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Demokrasinin yolu, bildiğimiz yol

Çok basit bir şey söylüyorum: 15 Temmuz akşamı Türkiye'de halk asker içindeki FETÖ'cü tufeylilere, haramilere, sergerdelere 250 şehit verdi ve demokrasiyi kurtarmaktan çok kurdu. Ama 15 Temmuz'un arkasında 1992-2002; 2002-2012; 2012 ve sonrası olmak üzere üç dönem var. Bu üç dönemde hazırlanmış üç değişiklik var: ekonomik, sosyal, siyasal.
Sosyal değişimi iki büyük olgu hazırladı: kırsal alandan metropole göç ve bu göçerlerin çok uzun bir süre kentlerin çevresinde tutulduktan sonra merkeze taşınması.
Çarşamba günü bu taşınmanın metro aracılığıyla olduğunu belirttim. Metro deyip geçmeyin en önemli sosyal değişim unsurudur diye ayrıca vurguladım.

***
Aynı doğrultudaki ikinci büyük değişim köprüler ve yollardır.
Yol ve köprünün modernleşmeye getirdiği katkı daha kolay anlaşılır. Yol gelir, ekonomik ve sosyal yapı değişir. Bizde ise bir o kadar da siyasal yapıyı değiştirmiştir.
Bu tarihi İstanbul'da Boğaz üstüne atılan köprülerle tespit ettim ben öteden beri.
Demirel, Boğaz Köprüsü'nü yaptırdı. Bu 1950 sonrası köylü hareketinin 1960'lardaki doruğuydu. Özal, aynı doğrultuda ilerlemeyi şimdi adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirdiğimiz ikinci köprüyle sürdürdü. Bunların yol güzergahları bile çevre- merkez arasında kurulan ilişkiyi gösterir. O da nasıl bir sosyal değişim rotası izlendiğinin işaretidir. Demirel ve Özal'ın maksadı büyük kitleleri merkezde eritmekti. Merkezin ideolojisini onlara benimsetmekti.
***
AK Parti uzun yıllar üçüncü köprüyü yapmadı. Çünkü göç bütün hızıyla sürüyordu. Gelen insanlar uydu kentlere yerleştirildi. O bölgelerde biraz kapalı bir sistem oluşturuldu. AK Parti'li yerel yönetimler insanlara aş, iş, sosyal statü verdi, onlar da AK Parti'ye oy. Böylece kitlelerin merkezde erimesi değil, çevrede siyasal bilinçlerini edinmesi ve merkeze ondan sonra 'kendileri olarak' gelmeleri istendi.
Bu oluşum AK Parti öncesinde devam eden başörtüsü tartışmaları (1992-2002) ile alakalıydı. Bu tartışmalar muhafazakar, mütedeyyin ve taşralı insanların merkezle bütünleşmeleri değil yan yana durmalarındaki zorunluluğu kitlelere kabul ettirdi. AK Parti 2002 sonrasında belirttiğim yöntemle hareket ederek kitleleri siyasallaştırdı, siyasete kattı, olgunlaştırdı.
***
Bunların ardından, şimdi dikkat edin, 3. Köprü'nün inşasıyla 15 Temmuz'daki demokratik mücadele eş zamanlıdır. Demek ki, tarih ve sosyoloji örtüşmüştür.
Buna bir boyut daha ekleyeyim: AK Parti'nin, bahsettiğim hamlesi sadece İstanbul köprüleriyle sınırlı değildir. Daha ilginç bir şey oluyor: AK Parti şimdi çevre kentleri merkez kentlerle bütünleştiriyor. Bu da iki köprü aracılığıyla sağlanıyor. Bir, Osmangazi Köprüsü. İki, Çanakkale 1915 köprüsü. Buna yolları ekleyin. Türkiye, Trakya'dan İzmir'e şimdi başka bir güzergahtan ulaşacak.
Bu ne demekti biliyor musunuz, İzmir bundan sonra artık bambaşka bir kent olacaktır. Diyelim ki, AK Parti 'içeriden' alamadığı İzmir'i artık 'dışarıdan' alacaktır. Artık Bursa, artık Çanakkale, artık Trakya şehirleri başka beşeri ve sosyal coğrafyalara dönüşecektir.
Bu kadar! 15 Temmuz şehitleri bu büyük maceranın yıldızlarıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA