CHP konusunu sürdürmek düşüncem zaten vardı. Ama hiç beklemediğim kadar ilgi, tepki, yorum, katkı olunca 'mecburen' devam ediyorum.
Söylediğim şudur: CHP, aslında bir burjuva partisidir. Kentli, eğitimli, yüksek gelirli, Batılı kesimden oy alır. Beyaz Türkler'den oy alır yani. Dolayısıyla artık neredeyse o parti için hem bir folklorik öğeye dönüşmüş hem de kesinkes ayakbağı olan sosyal demokrasi gibi öğelerden kendisini arındırıp Batılı liberal- demokrat bir partiye dönüşmelidir. Arıyorsa eğer, kurtuluşu buradadır.
Şimdi bu söylediklerimi biraz açayım.
***
Öncelikle belirteyim ki, CHP'nin bugün
tabanıyla tavanı arasında ne
ideolojik ne de sosyolojik bir ilişki kalmıştır. Ona oy veren kesimin kimlerden müteşekkil olduğunu söyledim. O kesim
CHP'nin tabanıdır. Ama
CHP tavanı, kendisini
sol, sosyal demokrat, işçiden, emekten yana bir parti olarak tanımlıyor, tanıtıyor. (Daha doğrusu çok ciddi 'tanım' sorunları var ama biz ayıklayıp böyle diyelim.)
Böyle bir parti olamaz. Üstüne üstlük, bugün, bütün kanatlarıyla
CHP bir Alevi partisidir. Böylelikle, bahsettiğim tabanı da ayrıca
kaybedecektir. 7 Haziran'da CHP taban seçmeninin, şu bahsettiğim kitlenin,
HDP'ye gitmesi bir tesadüf değildir.
***
Bu yorumu bir başka unsurla da gerekçelendireyim. CHP, aslında her daim bir
burjuva partisi oldu. CHP özünde, kuruluşunda bir '
taşıyıcı koalisyon' partisiydi.
Eşraf, komprador burjuvazi, büyük yerel feodaller, entelektüeller ve ordu koalisyonuydu.
Zamanla CHP bu kesimlerden koptu. O kopuş bir panik içinde gelişti. 1945 öncesinde art arda çıkardığı
Milli Korunma Kanunu, Varlık Vergisi, Toprak Mahsulleri Kanunu sonucu kentli sermaye ile bağı kesildi. 1945 sonrasında ise oligarşik
Tek Parti birikintisini temizlemek ve
küçük köylülükle işbirliği yapmak isterken
Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile bu defa yerel feodallerden uzaklaştı. 1946 ve 1950 sonrası DP'ye benzemek ve '
halklaşmak' için bilmediği sulara girdi. O parantez
1977'ye kadar devam etti.
Ecevit dönemi, haydi bütün olumlu yanlarıyla bakalım,
bir kaza, bir parantez, bir 'ayrıksı' dönemdi.
Ecevit de, CHP de, sol görüşlerini terk etti. Ama '
illüzyon' yaşıyor. Hele yeniden açıldıktan sonra o 1990'lardaki '
Ulusalcı' tavır, tutum işi büsbütün dönüştürdü. Dönüştüğü yer CHP'nin, '
muhafazakârlıktır.'
***
Şaşırtıcı bir şey değil söylediğim.
Muhafazakârlık, Batıda,
CHP tipi partilerin savunduğu ideolojidir. Kaldı ki, temel değerlerine ve bir zamanlar öncülüğünü yaptığı kavramlara dönük kuvvetli hamleler olunca, siyasal partilerin,
mevzilerini korumak için tutuculaştığını literatür belirtiyor. CHP geçmişini savunmak adına muhafazakârlaştı.
Bütün yollar gelip o kavşakta birleşiyor:
CHP, kentli, burjuvaziye dayanan, ideolojik olarak liberal- muhafazakârdemokrat bir parti olmalıdır. Solun, sosyal demokrasinin yakasını bırakmalı. Kendi yakasını da, yanılarak, benimsediği sandığı, fakat hiç ilgisinin olmadığı ideolojilerden kurtarmalıdır. Bugün CHP
hangi sosyal demokrasiyi, hangi emeği, hangi solu savunuyor? O meseleleri gerçek sosyal demokrat, sol partilere terk edince CHP de Türkiye de ferahlayacaktır.
Daha ne kadar iyilik edebilirim CHP'ye?...