Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Evet, iktidar olacak...

Seçimi yorumlamak-2

Hayatta rahat etmenin ve zor problemleri çözmenin bir yolu belli bir mantığı sonuna kadar götürmektir. Bu metodu uygulayınca Ak Parti'nin koalisyon yapıp yapmayacağı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Çarşamba günü de yazmıştım. Seçime iktidar olmak için giren ve tüm kampanyayı iktidar isteyerek sürdüren parti oydu. CHP, MHP, HDP iktidar olamayacaklarını bilmenin kırgınlığı içinde, sadece Ak Parti'yi iktidar yapmamanın heyecanıyla o dönemi geçirdiler. Tabii, HDP'nin gerçeği biraz daha farklıydı ama onun amacı da aynıydı: Meclis'e girmek, Ak Parti iktidarını engellemek.

***

Şimdi bu gerçeği heyecana ve öfkeye kapılmayarak sakin bir şekilde değerlendirelim. Bir, Ak Parti % 41 oy aldı. Kantarın topuzu öbür tarafa biraz daha az kaçsaydı, hemen % 43 bandına oturacaktı. Bu parti, Güneydoğu'nun ve Doğu'nun özel şartları içinde HDP'ye teveccühü bir yana bırakılırsa Türkiye'nin omurga partisi. Tam kesinleşmediği için ihtiyatla söyleyeyim, bildiğim kadarıyla sadece beş ilde, gene HDP faktörüne bağlı olarak temsilci çıkaramadı. Üç, tek başına iktidar olmak için % 41 oyunun yanında sadece 18 milletvekili eksiği var.
Peki, Ak Parti iktidar olmayı istemeyecek de ilk gece CHP sözcüsünün şaşırtıcı (her zaman şaşırtıyor zaten o sözcü) bir şekilde, Ak Parti çekilsin CHP iktidar olsun dediği parti mi iktidar olacak? O zaman CHP'ye bakalım. Artık kesinleşmiş analizlere göre HDP'ye CHP'den giden oy % 2 civarındadır. Cömert davranıp CHP oyu üstüne oturtalım onu da, bu partinin oyu bütün köpürtmelere rağmen % 27. Bu parti 37 ilden temsilci çıkaramadı. Bu parti Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yok. Sadece 132 sandalye aldı.
Bu dökümü CHP mi iktidar olsun diye sormadım. Türkiye'de seçim sisteminin vahametini göstermek için ortaya koydum. % 41 ile bir parti iktidar olamıyor. Ama daha önce, 2002'de % 35 ile parlamentonun % 70'ini alan da o partiydi. O zaman bu ne haldir diyenlerin şimdi de bu durumu aynı heyecanla değerlendirmesi gerekir. Gerçekten iki durum da birbirini besliyor ve ikisi de aynı çelişki kapısına çıkıyor, aynı derecede yanlış.
Buna bir de Güneydoğu'daki bazı illeri, mesela Diyarbakır'ı ekleyelim. HDP 10, Ak Parti 1 milletvekilliği kazandı. Peki, HDP, çok korktuğum şekilde barajı geçmesiydi Ak Parti oradan 11 milletvekilliğinin tamamını kazansaydı ne denecekti? Gerçekten Türk seçim sistemini yeniden ve gerçekçi bir biçimde ele almak gerekiyor.
***

Bu tablo bizi bilhassa HDP düşünüldüğünde çok daha dikkat çekici bir noktaya itiyor. O da Türkiye'de siyasetin hâlâ kimlik üstünden yapılması. Düşünün CHP Alevi partisi. HDP Kürt partisi. MHP Türkçü parti. Haydi Türkiye partisi olmasını, omurga partisi olmasını bir yana bırakalım, Ak Parti de bu durumda Sünni İslam'ın partisi.
Ekonominin bu sonuçlar üstünde etkisi yok mu derseniz, hayır o derecede yok; hiç değilse bu defa olmadı. Olsaydı, hatta popülist bir ekonomi anlayışının etkisi olsaydı CHP oyları yükselirdi. Zerre kadar etkilemedi, oysa. MHP aynı şekilde. Onun nedeni şu: insanlar ekonominin bir devre zayıflamasına izin veriyor. Çünkü o zafiyeti aşacak partinin gene Ak Parti olduğunu düşündü. İkincisi, Anadolu CHP'ye oy vermiyor. Kürt sorunu ve Öcalan'la yakınlaşma faktörü olmasa ve o ihale Ak Parti üstüne kalmasa, MHP de bu kadar oy alamayacaktı.
Nedeni bu tutumun, toplumun İslam-Müslümanlık- muhafazakâr modernlik (bilhassa bu: muhafazakâr modernlik) üstünden Ak Parti'ye inanması. Bu inanış, DP- APAnap geleneğinde de böyleydi. Dilimize ve belleğimize pelesenk olmuş 1973 ve 77 Ecevit'i bambaşka dinamiklere sahip bir durumdu.
Başladığım yere döneyim. Bu durumda Ak Parti iktidarı ister ve iktidar olur. Bu bir koalisyon olacak derseniz, mayalanıyor. Pazartesi de onu ele alırız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA