Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Ya sol ya değil

Hemen itiraf edeyim; hayır, CHP'nin önseçim yapmasını ne kadar önemsiyorsam, çıkan sonuçların bazılarından da o kadar memnun değilim. Şu kadar ilde bu kadar aday adayıyla yapılan bir seçimin hiçbir sonucunu beğenmemek, tümü yanlıştır demek söz konusu olamaz. Hatta aralarında beni çok sevindirenleri de var ama bir açıdan bakınca CHP'nin ne olduğundan ziyade ne olmadığı, bir o kadar da ne olmaması gerektiği bu seçimlerde ayan beyan göründü. Teker teker ele alayım ve olumlu kısmından başlayayım işin.

***

Birincisi, CHP tabanının gençleşme, daha fazla siyasete katılma gibi talepleri ve beklentileri var. Bunu önemsememek olanaksız. Son on iki yılda Ak Parti tabanının sürekli siyaset yapmasına ve bu siyaset üretimini demokratik makro sorunlarla bütünleştirmesine karşılık CHP tabanı pasif, içine dönük, siyaset dışı bir tavır ve tutum içindeydi. Sadece Kemalizm, sadece laiklik gibi kavramlarla daha fazla ilerleme olanağı yokken CHP bütün bunların üstüne bir de 2007 sonrasındaki büyük yalpalamalarını eklemişti.
Şimdi sonuçlar gösteriyor ki, taban, Baykal gibi, Sav gibi artık kambur olarak gördüğü isimleri tasfiye etmektedir. Daha fazla kadına, daha gençlere yer açmak, fırsat sağlamak eğilimindedir. Daha politik olanları öne çıkarmaktadır. Değerli tutumlar ve tepkiler bunlar.
Öte yanda, parti tabanının Sarıgül gibi isimlere tepki göstermesini de saygıyla karşılamak gerekir. Para saçarak, dağı taşı donatarak seçim kazanılamayacağını, hele seçimin bir kişi hakkında dünya kadar olumsuz şey ortaya saçılıp döküldükten sonra kazanılamayacağı böylece anlaşıldı. Demek ki, fırsat verince ve özgür bırakınca delege bildiğini yapıyor ve doğrusunu yapıyor.
***

Şimdi gelelim işin diğer kısımlarına. Birincisi ve beni en fazla ilgilendireni CHP tabanının sosyal demokrasi, sol gibi kavramlarla yeteri kadar ilgilenmemesi. Bazı sol isimler seçildi. Mutlu olduk. Ne var ki, bütün olarak bakınca bu açıdan CHP'nin 1990'ların çok gerisinde olduğu artık kanıtlanmış, onaylanmış bir sonuç. Kanıt, İlhan Cihaner, Dursun Çiçek gibi isimlerin gelip ön sıralara oturması.
Bu insanlar bugüne kadar solla, sosyal demokrasiyle ilgili zerre kadar varlık göstermedi. Tersine Ulusalcı bir geçmişten geldiler. Demek ki, 2007 sonrası için girilen, 2011 seçimlerinde tekrarlanan, Ergenekon davalarıyla bütünleşen tutum tabanda mayalanmış. Buna partinin öne çıkan birçok isminin, çok politik görünmelerine karşılık tamamen ideoloji dışı tutumuyla kazandığı başarıyı ekleyince ortaya çıkan tablo ideolojik berraklık bakımından CHP'nin sorunlarına işaret ediyor. Hâlâ daha demokratikleşme adına değil, gündelik siyaset oportünizmi adına sağa kayan, kâh MHP ile kâh Müslüman isimlerle siyaset yapan CHP'nin ağır bir ideolojik sorunu var ve bu elini kolunu bağlıyor.
Buna bir de Genel Başkan'ın iki dudağı arasındaki kontenjan tercihlerini ekleyince sorunun boyutları daha iyi anlaşılıyor. (Kontenjana karşı olmadığımı ama hangi koşullarda kullanılması gerektiğini pazartesi günü yazmıştım.)
***

Kısacası, önemli, ciddi, verimli bir adım attı CHP. Ortaya da yer yer, kısım kısım sevindirici, normalleşmeyi işaret eden sonuçlar çıktı. Ama genel olarak bakıldığında önseçim bu partinin ne kadar hırpalandığını, ne kadar yıprandığını ve ne kadar tüketildiğini gösteriyor.
Bundan sonra başarı sol isimlerin başarısı olacaktır ya da olmayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA