Kadir Has Üniversitesi'nde yaptırdığımız yıllık araştırmanın sonuçları açıklandı. Köşe yazarları ilginç noktalara temas ettiler. Ben de bu yazıda bazı çarpıcı bulduğum sonuçları ele almak istiyorum. Geniş bir araştırma olduğundan çok çekici konulardaki toplumsal göstergeleri dileyenler khas.edu.tr sitesinden bulabilir.
Bütün o ekonomi, başkanlık, Kürt sorunu gibi konuları bir yana bırakıp çok önem verdiğim bir noktaya değineceğim: Demokrasi
***
Soruşturmaya katılan deneklerin ancak
% 34'ü Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu düşünüyor. Pozitif değerler toplamı bu. Geriye kalan % 25 fikirsiz. Ama % 40 tersini düşünüyor. Bu oranlar
2011'de daha müspetmiş. Pozitif değerler toplamı % 50 imiş. Fikirsizler % 20, olumsuz düşünenler % 30'muş.
Devam edelim:
Türkiye'de düşünce özgürlüğü vardır diyenlerin bu yılki oranı
% 30. Yoktur diyenler % 46. Geçen yıl % 42 var derken ancak % 37 yok diyormuş.
Basın özgürdür diyenler % 30'un biraz altında. Değildir diyenler neredeyse % 50. Geçen yıl olumsuz düşünenler gene aşağı yukarı bu mertebedeymiş. Fakat müspet düşünenlerin oranı yüksekmiş: Yaklaşık % 40.
***
Sadece bu düzeyde değil Türkiye'deki demokrasi "sorunlu" demokrasi algısı. Bana göre, basın özgür değildir, baskı altındadır diyen kesim, haklı olsa dahi, o derecede sevinmemeli. Çünkü medya en güvenilmez kurum çıkıyor araştırmada. Pozitif yaklaşanların oranı sadece % 22. Güvenmiyorum diyenler % 50. Olacak şey değil bu. Çünkü bu oran 2010'dan beri neredeyse hiç değişmiyor. Medya hem en az güvenilen kurum hem de güvenmeyenlerin oranı daima % 50'nin üstünde. Oysa Avrupa ve Amerika araştırmalarında medya apaçık biçimde güvenilen bir kurum olarak beliriyor. Dolayısıyla güvenilmeyen bir medyanın demokrasi sorunu olmadığı söylenemez.
Beterin beteri var. Türkiye'de halk siyaset kurumuna ve onun kilit taşı olan siyasal partilere güvenmiyor. Güvenirim diyenler ancak ve ancak % 25. Bana göre tam bir facia. Yaklaşık % 50 güvenmiyor siyasal partilere. Oran gene 2010'dan beri azalmamış durumda. Aynı şekilde Meclis güvenilmez bir kurum. % 30 güveniyor. % 40 güvenmiyor. Kararsızlar dağılınca durum daha vahim. Yargı bir başka güvenilmeyen kurum.
***
Neye güveniyor Türk toplumu? Kolluk kuvvetlerine, polise ve askere, orduya. İçimi karartsa da yazayım. Askere, orduya güvenenlerin oranı % 56. Belki bir tek sevindirici gelişme var bu işte. Orduya güven oranı 2010'da % 63'müş. Aradan geçen sürede bir parça da olsa gerilemiş bu "güven."
Bir de Cumhurbaşkanına güveniyor toplum. Pozitif bakanların oranı % 53. Ve 2010'dan beri artıyor bu oran. Güvenmiyorum diyenlerse sadece % 25. Sevindirici bir diğer şey, ilk kez bu yıl sorulan Başbakanlık. Ona güvenenler de % 48. Bu muhtemelen Tayyip Erdoğan'ın kişisel başarısı.
***
Bu durum üzücü. Türkiye son yıllarda bir devrim yaşıyor. Devlet dönüşüyor. Ortaya çok daha politik bir toplum çıkıyor (Gene araştırmada bu açıkça görülüyor). Her şeyin bu derecede farklılaştığı bir kompozisyonda toplum -siyaset ilişkisinin çok daha güçlü olması gerekiyor. O yolda ilerlediği kanısındayım Türkiye'nin.
Gelecek yıl bakarız.