Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Yaşadım gördüm: Darbe yargılanıyor

Ortada bir çelişkinin olduğu, su götürmez bir gerçek gibi duruyor ilk bakışta. 12 Eylül'ün anayasası iş başındayken, deniyor ki, nasıl olur da icracıları yargılanabilir?

***

İkinci bir konu daha var bazı "darbe ehli" sosyoloji eğitimi almış köşe yazarlarının mal mağribileri gibi saldırıp sarıldıkları: efendim, bugün yargılananlar kurucu iktidarmışlar, bu nasıl olurmuş?
***

O sosyolog köşe yazarlarının çok güçlü bir mantığın uzantısı olarak gördükleri bu saçma iddiaya bizim anayasacılarımız herhalde benim gibi düşündüklerinden, yani Evren ve Şahinkaya'nın avukatlarının ortaya attığı iddiayı mesnetsiz bir manasızlık saydıklarından hiç kimse kalkıp cevap vermedi.
Oysa hiç öyle kurucu iktidar kavramının sahibi olan Abbe Sieyes'lere, Rousseau'lara falan gitmeden (ama Allahım ne kadar güzeldir o tartışmalar) bir yanıt üretilebilirdi ve basitçe, hangi kurucu iktidar diye sorulabilirdi.
Yargılanan anayasa değil öncelikle doğrudan iki darbecidir. Bu bir. Diğeri de şu: eğer iki şahıs kendilerini kurucu iktidar olarak gösteriyorsa bizatihi bu demokrasinin kendisine, özüne aykırıdır ve sadece bu bile onların yargılanması için gerek ve yeterli şarttır, çünkü kurucu iktidar "tiers etat" yani "onlar"dır, yani Osmanlıcasıyla "hum" yani halktır, yani her şeydir, Sieyes'in dediğine bakılırsa.
Eğer iki kişi biz kurucu iktidarız demişlerse, diyorlarsa ortada bir gasp vardır, darbeciler gasıptır, yargılanan da doğrudan bu şarttır. Ha, halk onlara oy vermedi mi diyenlere de cevap yetiştirelim: verdi ama o şartlarda verdi. Ben o anayasa referandumunda sandık müşahidiydim, neler olup bittiğini sorarsanız anlatırım.
Gene de ayıp olan halkın 1982'de evet demesi değil, 2010'da, otuz sene sonra halkın %40'ına, CHP tarafından anayasa değişikliğine hayır dedirtilmesidir. Aynı CHP şimdi davaya müdahil oluyor. Kara komedi mi demiştiniz?..
***

Bütün bunlara rağmen Cumhurbaşkanı Gül'ün söylediği doğrudur, ortada hâlâ bir ayıp durmaktadır; 1982 Anayasası. Tamam, değiştirilmiştir birçok defalar, delik deşik olmuştur ama yetmez, o anayasanın "keenlem yekun" (boş ve hiç/ null and void) olmasından önce Türkiye'nin demokratik dönüşümü büyük adımını atamayacaktır. Bu, Türkiye'nin demokrasi uygarlığına/ uygarlık demokrasisine karşı borcudur.
***

Televizyonlara bakın kaç gündür. O çekilmiş acıları izleyin. O acılarla yaşayan insanlardan bakalım gözlerinizi kaçırabilecek misiniz? Türkiye bunlara layık mıydı, ne adınaydı bu acılar, başkasının yerine idam edilenler, yaşı büyütülüp idam edilenler. 5 bin kişinin ölümünü "şartlar olgunlaşsın" diye bekleyenler bugün yargılananlardı.
Bu arada şunu da belirtelim: 12 Eylül öncesi devletin sokak faşizmiyle işbirliği yaptığı bir dönemdi ve MHP kadroları o dönemin "vurucu gücü"ydü. Bugün onların da gelip müdahil olması diğer çevrelerin tepkisinden farklıdır, onlar, işbirliği yaptığımız devlet bize nasıl bunu yaptı diye yaşadıkları bir derin travmanın hesabını sormak için oradalar.
Türkiye bu davaları tamamlamak ve uygar dünyanın karşısına darbecilerini yargılamış bir toplum olarak çıkmak zorundadır. Bu davaya müdahil olan TBMM'yi kutluyoruz. Tarihinin en önemli adımlarından biridir bu.
***

Yaşadım, gördüm!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA