Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Lenin'e haç çıkarmak

1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılışından sonraki haleti ruhiyeyi en iyi anlatan "şey" nedir diye sorsalar, Angelopulos'un Ulis'in Bakışı filmindeki bana göre "dehşet verici" o sahnedir derim.

***

Lenin'in o yıllarda sıkça yapıldığı gibi heykeli bir yerden sökülmüş, parçalanmış, nehirde yavaş yavaş giden bir mavnayla bir yere nakledilmektedir. Kıyıda, işinde gücündeki insanlar ansızın fark ederler.
Yaşlılar yere diz çöker, haç çıkarır. Hele yaşlı bir Slav erkeğinin, büyük bir acı, sessizlik, ihtiram içinde şapkasını göğsüne bastırarak, diz çöküp, öylece kalması insanın kanını dondurur. Lenin, mavnada, devasa elleri, ayakları, etkileyici suratıyla taşlaşmış olarak yatmaktadır.
Neden o uzun sahne o kadar etkileyicidir derseniz, sebep, Lenin "Baba"ya gösterilen saygının "dinsel" bir ifade taşımasıdır. Rejim dini yok etmek için 70 yıl boyunca çabalamıştır ama şimdi dinsel bir ifade söz konusudur. Yalnız şunu belirteyim ki, buradaki dinsellik bir din vecibesinin ötesindedir. Angelopulos'un büyük başarısı onu saptamasındadır. Çünkü, Yunan yönetmen, orada, öylesine uzun sürmüş, o kadar derin ve koyu, o kadar içine kapalı bir iktidarın ve efsaneleşmiş bir kurucu babanın, ne olursa olsun, mistikleşeceğini, dinselleşeceğini vurgulamaktadır. O arada rejimin amaçlarıyla sonuçları arasındaki çelişkiyi yakalaması ise yönetmenin ikinci bir başarısıdır.
***

Bunları şu nedenle anlatıyorum.
Her rejim sona erer. Bazıları kendilerini zamana yayar, zaman içinde rehabilite eder, dönüştürerek tamamlanır. Bazıları daha keskin hamlelerle ortadan kalkar. Sosyalizm, başladığı gibi, çok ani bir biçimde tasfiye edildi. O kadar uzun süre hâkim olmuş, kendine göre bir konformizm yaratmış, nimetler üretmiş ve dağıtmış bir rejimin yıkılması hele bu derecede sert bir şekilde gerçekleşirse herkesin o bitişi aynı ölçüde içselleştirmesi ne beklenir ne de bu mümkündür. Hele yeni dönem bazı sorunlar, sıkıntılar, kısıtlamalar ürettikçe eski rejime duyulan daüssıla (nostalji) daha da artar ve yoğunlaşır. Bu arayış kendisini önce eskiyi anan ve yücelten bir ululama söylemiyle gösterir. Onu gene eskiyi ihya eden bir sembolizm izler. Sonra bu sembolizm geliştikçe gelişir ve gitgide folklorik bir özellik kazanır. Bütün bunlar birazdan epey öte bir tapınmayı içerir. Manasını bilmeden kullandığımız sözcüklerin neredeyse başında gelen "kült" tam da budur. Bir tapınma objesidir, kültleşmiş olan şey, bu bir insan da olabilir, başka bir sembol de.
***

Fakat bunlardan daha önemlisi eski rejimin, sistemin, artık biten neyse, yanlılarının onu bitiren radikalizmi anlamamasıdır. Buradaki radikalizm sadece sertlik anlamında değil. Bir rejim onu ayakta tutan sosyoloji, altyapı değiştiği için ortadan kalkar. O rejimin zihinsel kurguları bir sonraki zihniyete içkin olarak devam eder, bu olağandır ama, o nitelikteki bir süreklilik eski rejimin devamı demek değildir. İdeolojik planda bir önceki rejim bitmiştir. Diğeri kültürel bir uzantıdır. Baştaki örneğe döneyim: Leninizm bitmiştir ama Lenin'e gösterilen saygı kültüreldir.
Bizde Kemalizmin bir ideoloji olarak da CHP tarafından temsil edilen bir siyaset olarak da bir nihayet noktasına erişmesi bir dönüşüm gerçeğidir. Sosyoloji ve daha bin türlü şey farklılaştığı için (ve çok gecikmiş olarak) bu noktaya geldik, sorguluyoruz, yargılıyoruz, irdeliyoruz. Kemalist ilkelerin özlerinde farklı anlamlar olsa bile bugüne kadarki uygulamaları doğrultusunda daha fazla taşınamayacağını görüyoruz. Ama yetmiyor, eski zihniyet, onu hâlâ rehabilite edilecek, ardından gidilecek, yeniden üretilecek bir siyaset olarak görüyor, yeniden oluşturmaya, güçlendirmeye çalışıyor.
Bitse, tarihsel olarak tasfiye noktasına gelse de CHP nasıl yenilenebilir sorularının altında yatan, CHP'den bir sosyal demokrasi çıkarma gülünçlüğünü zorlayan budur.
***

Ece Ayhan'ın babalarla uğraşmayı bırakıp "oğullar oğulluktan sessizce çekilmeyi bilmelidir abiler" sözü size bir şey söylemiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA