Mart ayında, salgının hızla Türkiye'de yayıldığı günlerde 2020 yazına bakınca, bu yıl bir otelde kalabilmemin mümkün olmadığını düşünüyordum. Bu fikrim bir kaç ay daha devam etti. Sonra arka arkaya önce For Seasons Otellerinin Türkiye Genel Müdürü Tarek Mourad, ardından da Hilton Türkiye Ülke Müdürü Armin Zerunyan ile sohbet edip aldıkları olağanüstü yeni hijyen tedbirlerini öğrenince fikrim de değişmeye başladı. Zaten Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tüm otellerde hijyen standartlarını en üst seviyeye çeken özel bir sertifikası açıklanmıştı ama önemli olan bunun tam anlamıyla uygulanıp uygulanmadığını da görmekti.
Hepimiz öğrendik ki bu virüsten üç altın kurala uyarsak yani maske, sosyal mesafe ve el yıkama, dezenfekte etme konusunda dikkatli olursak daha çok korunuyoruz ama yine de hepimiz kendimizi en çok evimizde güvende hissettik.
Derken haziranda yavaş yavaş sokağa çıkmaya başladık ve yılda sık sık seyahat ederek otellerde kalan ben de sonunda geçen hafta sonu bir otelde kalarak şeytanın bacağını kırdım.
Hilton Ülke Müdürü Armin Zerunyan'ın, normal temizliğin ardından bir de en çok odada temas edilen 10 noktanın özel olarak dezenfekte edildiğini söylediği ve ardından mühürlenen işte o oda kapısından mühürü yırtarak girdim.
Girdiğim oda, dünyanın en büyük otel zincirlerinden biri olan ve Türkiye'de de 69 oteli bulunan Hilton Grubu'nun lüks otel sınıfında yer alan ve kapılarını salgına rağmen temmuz ayında açan Susona Bodrum LXR oteliydi. LXR, Hilton'un yerele önem veren ismini dahi özel olarak seçen lüks otel markası ve tüm dünyada su perisi anlamına gelen Susona Bodrum ile birlikte sadece 4 tane LXR var.
Pandeminin çalışma şartlarını çok zorlaştırmasına rağmen otel kapılarını açmayı başarmış ve içinde yeme içme sektörünün önde gelen isimlerinden Kaya Demirer imzasını taşıyan Frankie Beach Clup ve Malva Restoran ile de Bodrum'un turizmde lüks destinasyon iddiasına güzel bir destek atmış.
İngiltere'de University of Surrey'de otel ve yiyecek içecek işletmeciliği okuyan ama bugüne kadar otel işinde hiç yer almayan Kaya Demirer ile Hilton Oteller Grubu'nun işbirliği de markalı ihracata göz kırparak yeni açılacak kapıların müjdecisi gibi.
Öğreniyorum ki ilk defa Türkiye'de Türk sermayesiyle kurulmuş bir restoran markası, uluslararası bir otel zincirine Francahise vererek ismini ve markasını kullandırmış. Duayen turizmci, vizyonerliğiyle bu zor süreci en iyi yöneten isimlerden biri olan Armin Zerunyan, Demirer'in markası Frankie'yi Susona LXR Otel'e taşımasını istemiş. Demirer, Hilton'un yurtdışında bir iki tane böyle işbirliğinin olduğu ama Türkiye'de bir ilk yaşandığını söylüyor ve otelin kendi personeli ve şefleriyle çok güzel bir iş ortaya çıkardıklarını söylüyor. Demirer'in yönetimindeki yeni şef restoran Malva yerel tatları öne çıkarmayı hedefliyor.
Hazır Kaya Demirer'i bulmuşken, Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı unvanına istaneden sektörün son durumunu da soruyorum. Demirer, yeme içme sektöründe açılan yerlerin şu anda geçen yıl yaptıkları cironun yüzde 60'ını yapar hale geldiğini söylüyor ve "Ciro 60'lara düştüğünde zarardasın. Çünkü bizim sektörün kar marjı düşük" diyor ve hükümetin desteğiyle bankaların çıkardığı 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli kredileri sektördeki firmaların bu şartlarda geri ödemesinin mümkün olmadığını, 12 ay ödemesiz 60 ay vadeli kredi taleplerini Maliye Bakanlığı ile konuştuklarını söylüyor.