Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

‘Kriz sonrası yaşamın yeniden inşaasında rol model olacağız’

"Şirketler, hükümetler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, araştırmacılar ve bilim insanları, hepimiz bir araya gelmeliyiz. İklim eylemini askıya alamayız. Yoksulluk içinde yaşayan insanlara beklemelerini söyleyemeyiz. İnsanlara ve gezegene yararlı olmak için kararlı ve kesin adımlar atmaya hazır olmalıyız. Unilever olarak, Sürdürülebilir Yaşam Planı ile bu alanda 10 yıllık deneyimimiz var. Bugün yaşadığımız krizin ardından da yaşamı inşa etmek için üzerimize düşen sorumluluğu almaya hazırız."
Bu sözler gıda, ev bakımı, güzellik ve kişisel bakım alanında yer alan geniş bir yelpazeyle hepimizin evine giren 130 yıllık Unilever'in Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin'e ait. Seçkin, Türkiye için sürdürülebilir değer yaratmak amacıyla rol model ve toplumu harekete geçiren bir güç olmak istediklerini söylüyor. Ne güzel ki bu felaketin ardından daha iyi bir dünya için duymak istediğimiz cümleler dev şirket yöneticilerinden gelmeye başladı.
Seçkin ile önceki gün dijital platformda bir araya geldik ve dünyayı alt üst eden bu salgınla birlikte yeni yol haritalarını, stratejilerini, aldıkları kararları konuştuk.
Global cirosu 52 milyar euro olan ve her gün tüm dünyada 2.5 milyar tüketiciye ulaşan Unilever'in Türkiye'de 7 fabrikası ve 5 bin çalışanı var. Fabrikalarda üretim devam ediyor, 2 bin ofis çalışanı da evlerden çalışmaya başlamış ki Seçkin, yeniden ofise dönmek konusunda öncü olmayacaklarını geriden geleceklerini, çalışanlarını koruyacaklarını söylüyor.
Üretim tesislerinde alınan önlemlerini anlatırken ise önlemlerle tesisin adeta bir uzay üssüne benzediğini vurguluyor ve sadece hava limanları ve orduda yer alan termal kameraların kullanılmaya başladığını, günde iki kez ateş ölçüldüğünü, sosyal mesafe ve hijyene ait yeni standartlar oluşturduklarını anlatıyor.
Sunlight adıyla sabun üretimiyle başlayan Unilever'in hikayesi, Seçkin ve ekibine bu süreçte de yol göstermiş. "Üç ay önce bana kolonya üretir misiniz diye sorsaydınız, cevabım farklı olabilirdi ama şartlar değişti ve yeni nesil kolonya üretimimiz de böylece başlamış oldu. Yeni kolonyamızı şu anda raflara yerleştirdik" diyor.
Üretime hiç durdurmadıklarını da anlatan Seçkin, 'Gıda ve hijyen üreten bir şirket olarak şalteri indirme lüksümüz yoktu. Hiç bir arkadaşımızı işten çıkarmadık. İlk resmi vaka açıklanır açıklanmaz da harekete geçerek, 230 ton çamaşır suyu ve 10 milyon bardak çay ve 1.7 milyon kase çorbayı kamu hastanelerine ulaştırdık. Rafta ürün bulundurmama riskine rağmen, Türkiye'nin en büyük bağışını yaptık" diyor.
Bu arada öğreniyoruz ki Unilever dünyanın hiç bir yerinde devlet yarımlarına başvurmamış. Seçkin bunu sebebini, "Türkiye'de de devlet yardımlarına başvurmadık. Biz böylece küçük işletmelerin bu yardımlardan daha çok pay alabilmesine katkı yapmak istiyoruz" diyerek açıklıyor.
İş dünyasından bizi geleceğe dair umutlandıran söylemleri ve bizzat uygulamaları dinlemeye ve duyurmaya devam edeceğim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA