Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bir çuval incir berbat olmasın!

Haftalardır Türkiye'nin ihracatında kalitesi, esnekliği ve hızıyla en büyük kozlarından biri olan tekstil ve konfeksiyon sektörünün önemli oyuncularıyla konuşuyorum, dernek başkanlarıyla sohbet ediyorum ve yüz binlerce kişiyi istihdam eden sektörün ihracatın ve üretimin durması nedeniyle, anında hem içerideki ihtiyacı karşılamak ve hem de ihraç etmek için hem medikal hem medikal olmayan maske, tulum ve önlük üretimiyle ilgili nasıl hızla harekete geçtiğini yazıyorum.
Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyonunun dünyada iyi bir ismi ve imajı var ve işte bu nedenle sektörün oyuncularına milyonlarca adet maske, tulum ve önlük siparişi geliyor.
Hal böyle iken nasıl oluyorsa oluyor, koca Britanya Sağlık Bakanlığı, sektörün önemli isimlerine değil de ocak ayında kurulmuş olan ve bu sektördeki geçmişini belli ki sorgulamadıkları bir şirkete 400 bin önlük siparişi verebiliyor (!) Önlükler üretilip, İngiltere'ye gittikten sonra İngilizlerin aklına bu ürünleri kontrol etmek geliyor ve standartlara uygun olmadığını görüyorlar.
Önceki gün bir anda İngiltere'nin tüm saygın gazetelerinde büyük puntolarla Türkiye'den ithal edilen 400 bin önlük standartlara uymadığı gerekçesiyle iade edileceğine ilişkin haberleri okuyunca önce anlamakta güçlük çektim. Çünkü haber dili Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyon sektörünün tümünün itibarını yerle bir ediyordu. Ancak sonradan ortaya çıktı ki bu münferit bir olay. Bakanlığın karşısına bu firma teklifle çıkmış, onlar da sorgu sual etmeden, araştırmadan kabul etmiş. Dün bu şirketin isminin Selegna, sahibinin de Mehmet Düzen olduğu yazıyordu. Ardından zaten Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Chilcott, Türkiye Cumhuriyeti'nin 7 Nisan'da 100 bin adet tulum, 100 bin adet cerrahi mask eve 50 bin adet N95 maske hibe ettiğini ve ürünlerin CE ve ISO sertifikalarının önceden İngiliz yetkililere ibraz edildiğini ayrıca da National Health Services onayının olduğunu açıklayarak, söz konusu Türkiye'den gönderilen 400 bin adet koruyucu önlüğün bunlarla bir ilgisi olmadığını söyledi.
Türkiye'nin imajını karalamak İngiltere medyasının sevdiği bir iş ancak bunu yaparken olan işini layığıyla yapan tekstil ve konfeksiyon sektörünün kıymetli oyuncularına oluyor. Dün İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ile konuştuğumda öğrendim ki sektör dışında kontrolsüz bir şekilde maalesef pek çok yeni şirket kurulmuş ve maske, tulum, önlük üretimine başlamış ki...
Türkiye'nin ihracatının da itibar için ilgili bakanlıkların yanı sıra Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) İTHİB, İTKİB başta olmak üzere tüm sektör temsilcilerinin denetim mekanizmasını harekete geçirmesi şart.
Ahmet Öksüz, belki bir süre akredite olmuş olan İTKİB'in Ekoteks laboratuvarının kontrol mekanizmasında kullanılabileceğine işaret ediyor. Dün Türkiye'nin en büyük gömlek üreticilerinden Pinaldi'nin kurucusu Cahit Aydın'a da sordum. Müşterilerin uçağa binip kaliteyi gelip yerinde kontrol etmesinin mümkün olmadığı bir süreçte dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.
Türkiye'nin önünde güzel bir ihracat potansiyeli var. Çin'e tepki yüzünden maske, tulum ve önlük siparişleri Türkiye'ye döndü. Tekstil ve konfeksiyon sektörü de bunun bilincinde. Bir çuval incirin berbat olmaması için sektöre girmeye çalışan çürük yumurtaların ayıklanmasında ve de denetimde büyük fayda görüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA