Özellikle perakende sektöründe, döviz kurlarındaki oynaklığı bahane ederek, yüzde 50'nin çok üzerinde zam yapan ünlü markalar var. Neyse ki sosyal medya var da mesela dolaylı yollardan zam yapanlar, özellikle de gıda sektöründe gramajı düşürenler, hemen açığa çıkıveriyor.
Kriz fırsatçılığı yapan anlı şanlı markalardan, ithalatçılara kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Türkiye'nin en büyük perakendecilerinden biri olan LC Waiki'nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ithal pamuğu bahane ederek içeride yerli üreticilerin de fiyatları yüksek seviyede değiştirmesinden yakınıyor. Pamuğun ithal edildiğini ve de yeni gelen ithal pamukların fiyatının döviz kurlarına bağlı olarak arttığını tabii ki biliyoruz. Ancak Vahap Küçük, ithal pamukla yerli üretim yapıldığını hatırlatarak, "Üreticiler dövizdeki artışın çok üzerinde fiyatları artırmaya başladı. İplik üretiminde ithal girdi yüzde 30 ise yüzde 70 yerli girdi var. Demem o ki kriz fırsatçılığı yapılıyor" diyerek piyasadaki son gelişmeleri anlatıyor.
Ağustos ayında birçok marka fiyatlarda döviz kurlarındaki oynaklığa rağmen yüzde 15-16 gibi makul sayılabilecek seviyelerde artış yaptı. Bunun çok üzerinde artış yapanlar ise bizzat kriz fırsatçılığı yapıyor.
Danimarka'nın ayakkabı markası ECCO'nun Türkiye Genel Müdürü Deniz Necati Erda, ağustos ayının tam sezon açılış ayı olduğu için fiyatlara döviz kurunun yansıtılmasının kaçınılmaz olduğunu ama yine de birebir yansıtmadıklarını söylüyor ancak bu artışın yüzde 15-16'larla sınırlı kalmasına çalıştıklarını da ekliyor. Pek çok spor ayakkabı markasının Türkiye temsilciliğini yürüten ve kendilerine ait de 36 mağazaları bulunan Sportive'in Genel Müdürü Zeynep Selgur, genelde kur farkından dolayı temsilciliğini yaptıkları spor markalarından bazılarında yüzde 15 gibi bir zam yapıldığını söylüyor ve piyasada tanık olunan yüksek zamların kriz fırsatçılığı olduğunu vurguluyor.
En çok marketlere girip de alışveriş yapanlar artan fiyatlardan şikâyet ediyor. Perakende sektöründe bu kış ve önümüzdeki yıl döviz kurunun etkileri daha çok hissedilecek. İşte böyle bir durumda Zeynep Selgur, adetsel satışların düşeceğini, tüketimde daralma beklediklerini ve bunun doğal olduğunu söylüyor ve "Tüketici lehine kampanyalar olacak. Türkiye dinamik bir ekonomi. Batı'da olsa hayat dururdu. Türkiye öyle değil. Bu bir süreç ve ben geçici olduğuna inanıyorum. Böyle zamanlarda doğru ürünle çıkmak önemli olacak. Lüzumsuz koleksiyonla çıkmamalı" diyor.
Perakendenin önde gelen isimleriyle yaptığım sohbetlerden anlıyorum ki yine sektörü alışverişte hız kesmeyen Arap müşteriler kurtarıyor. Pek çok mağazanın cirosunun önemli bir kısmı turistlerin yaptığı alışverişlerden geliyor. Neyse ki turistler alışveriş yapıyor da işler de durmuyor.