Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı, Bükreş'te CEV Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olarak Türkiye'ye döndü. Aslında bu başarı bir tesadüf değil. Vakıfbank Spor Kulübü 1986'da kuruldu ve 2013'te de ismini vererek voleybola büyük yatırım yapmaya başladı. Öyle ki bütçeden kısıntıya gidileceği vakitlerde bile Kadın Voleybol Takımı'nın hep bunun dışında tutulduğunu Osman Demren ve Arzu Örsel'den dinliyoruz. Başkan Demren ve ekibinin, üst üste en çok resmi maç kazanan takım olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na da girmeyi başaran bu takımın başarısında büyük rol oynadığı aşikar.
Altyapıda 1535 sporcuyu yetiştiren Vakıfbank Spor Kulübü, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki spor okulları kanalıyla 1385 kız çocuğunu voleybolla tanıştırmış ve altyapıya yatırım yaparak, bugün takıma altyapıdan 6 sporcunun gelmesinin de önünü açmış. Şimdilerde İstanbul'da yapılan ve 40 milyona mal olması planlanırken, kapsamı genişletilerek 70 milyona mal olan Vakıfbank Spor Sarayı ile Türkiye'de sporun gelişmesine büyük katkı yapıyor. Vakıfbank'ın altyapıdan yetiştirdiği sporcularla Milli Takım'a da bir çok sporcu kazandırdığını öğreniyoruz. Demren, boşuna "Herkes bizden transfer yapıyor"demiyor yani. Kuşkusuz oyuncu seçimleriyle de Vakıfbank'ın nasıl dikkat çektiğini Bükreş'teki final maçında da tanık oldum. Türk bayrağının hemen yanında Çin bayrağı ve Vakıfbank'ın Çinli taraftarları gözümüzden kaçmadı. Geçen sezon başında kadrosuna Çinli oyuncu Zhu Ting'i katınca, bir anda Vakıfbank Voleybol Takımı'nın Çin'de en çok takip edilen takımlardan biri olduğunu Demren anlatıyor. Karşılaşmalar Çin'de canlı yayımlanıyormuş ve 2 milyon Çinli tarafından da izleniyormuş.
Toplumun her alanında kadına verilen desteğin nasıl da büyük başarılarla katlanarak geri döndüğünün en güzel örneğini Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı gösteriyor. Ne güzel!