Kadınların yönetim kurullarında erkeklerle eşit oranda temsil edilmesini istemek, 'kadınlara bir iyilik oluşturma çabası' değil. Bu cümlenin sahibi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğa haklı olarak, 'İş dünyası neden hala ikna olamıyor' diye sordu önceki gün.
Ne kadar doğru değil mi? "Yeteneksiz ve vasıfsız kadınlar çok yetenekli ve vasıflı erkeklerin pozisyonuna talip değil." Doğrusu birazdan anlatacaklarımın özetini de vermiş oldu Arıboğa. Önceki gün 'Yönetim Kurulunda Kadın' programının 3'üncü dönem eşleştirmelerini yapan ve Yönetim Kurulunda Kadın Derneği'nin toplantısına katıldım.
Deniz Ülke Arıboğa ile birlikte iş dünyasından Tayfun Beyazıt, Muzaffer Akpınar ve Arzu Aslan Kesimer'in de katıldığı toplantıda bir yıl önce derneğe dönüşen programın kurucuları Hande Yaşargil ve Burçak Güven amaçlarını çok güzel açıkladılar:
"Bu bir kadın projesi de değil.
Hepimizin sahip olduğu körlüklerle savaşıyoruz. Bütün dünyada aynı sorun yaşanıyor. Uzun ince bir yol ama hedefimiz kadınların yönetim kurulunda erkeklerle eşit temsil edilmesi." Programın dernekleşmesinde emeği geçenlerden olan ve Danışma Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Suzan Sabancı Dinçer, kuvvetli, akıllı ve çalışkan kadınların sosyal ve ekonomik alanda seslerini daha fazla duyurması için bu programın çok önemli olduğunu söylüyor.
Şimdi tabii program 6'ıncı yılına girdiği için şirketlerde, holdinglerde bir kıpırdanma var mı diye merak ediyoruz. Var kuşkusuz ancak istediğimiz oranlarda değil.
Türkiye'de son 5 yılda BİST şirketlerinin yönetim kurullarında yer alan kadın oranı yüzde 11.5'tan yüzde 14.2'ye yükselmiş. Ne yazık ki 2018 yılı gelmiş neredeyse ve hâlâ BİST 'te yer alan şirketlerin yüzde 40'ından fazlasının yönetim kurulunda kadın yok.
Akbank, Borusan Holding, Fiba Holding, MV Holding, Türk Telekom ve Yıldız Holding'in desteklediği programda, iş dünyasının pek çok ünlü ismi mentorluk yapıyor ki bu oranlar değişsin.
Dünya iki cinsten oluşmuşken iş dünyasının erkek egemen olmasını eleştiren Muzaffer Akpınar gibi iş insanlarının olması memnuniyet verici. Akpınar daha da ileri gidiyor ve "30 yıllık iş deneyimimden söyleyeyim. Kadınlarla çok başarılı işler yaptım. Sadece erkekler olduğunda dengesiz olduğunu gördüm" diyor.
Tayfun Beyazıt ise şu anda SPK'nın yönetim kuruluna kadın üye konusunda kendi içinde kotayı tartıştıklarına dikkat çekiyor ve çeşitlilikten nasibini almamış tek düze yönetim kurullarının ortak akıl oluşturamayacağını ve böylesine dalgalı piyasalarda kadınların katılımının işe de büyük değer katacağını savunuyor.
Bir dip not daha vereyim. Önceki gün iş dünyasının mentor olan ünlü isimleriyle yine iş dünyasının başarılı kadın yöneticileri eşleştirildiğinde gördüğüm Türkiye'de bileğinin hakkıyla geldiği işini de çok iyi kadınların sayısının hiç de az olmadığı oldu. Yeter ki şirketler gözünü ve kapılarını kadınlara açsın. İşte o zaman hem şirketler hem de Türkiye daha çok büyüyecek.