Opet'in kurucularından Nurten Öztürk'e Türkiye'nin en sorunlu konularını verip de onun bu işlerin üstesinden gelmemesi söz konusu değil. Bunu hepimiz artık diğer benzin istasyonlarına dahi bir standart getirdiğine inandığım ve Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar taşınan 'temiz tuvalet kampanyası' ile gördük. Sonra bir gün İş'te Hayat isimli televizyon programımda bana, "Bundan sonraki en büyük hayalim Türkiye'nin trafik sorununun çözülmesine katkı yapmak" dedi ve "Bugün" öğreniyorum ki Türkiye genelinde tam 600 eğitmenin yardımıyla 3.5 milyon çocuğun trafik eğitimi almasına ve trafik dedektifi olmasına Nurten Öztürk vesile olmuş.
Öztürk'ün duracağı da yok. Bu topraklardan aldığını bu topraklara vermek konusunda kimi iş insanlarını örnek olsun diye zaman zaman yazıyorum. İşte Öztürk bu grup içinde öne çıkan isimlerden. Şimdi bence Çanakkale'nin talihini değiştirecek kadar önemli bir güzel projeyi daha ele aldı.
İşin ilginç yanı şu. 2006 yılında 'Tarihe Saygı Projesi'yle Gelibolu yarımadasındaki köyleri elden geçiren, Çanakkale Savaşı'nın geçtiği tarihi bölgeleri restore eden turistik köyler haline gelmesini sağlayan Nurten Öztürk ve Opet ekibinin kapısını, bu kez Çanakkale Valisi Orhan Tavlı çaldı. Çünkü Gelibolu'da başarılan, pekala dünya tarihinin en kıymetli miraslarından biri olan Truva için de olabilirdi ve bunu yapsa yapsa Nurten Öztürk yapardı.
Öğreniyoruz ki Truva'nun Unesco Kültür Mirası listesine girişinin 20'nci yılı olan 2018 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Troia Yılı' olarak benimsenmiş.
Truva Müzesi ve Truva Ören Yeri ile birlikte en yakın yerleşim yeri olan Tevfikiye Köyü'nde ciddi bir kalkınma hareketi başlatılıyor ve en güzeli de yerel yönetimler ve bakanlıklar ile özel sektör çok güzel bir güç birliği yapıyor.
Hepimiz biliyoruz ki böyle bir yere Türkiye değil de bir Batı ülkesi sahip olsaydı orası turist kaynıyor ve ülkenin de en büyük turizm gelirlerinden birinin kaynağı olurdu. Ne yazık ki bu basit gerçek bizim ülkemiz için çoğu zaman geçerli olamıyor. Peki Çanakkale böylesine muhteşem bir mirasın üstünde oturuyorken, neden turizmin önemli merkezlerinden biri haline gelmesin? Özetle bir mucizevi dokunuş gerekiyor. İşte o yüzden köylülerin eğitimiyle işe başlıyor Nurten Öztürk. Eğitim alanlar arasında isteyenler pansiyon açacak, bölgede yeni restoranlar açılacak, yani Truva bölgesi her açıdan bir cazibe merkezi olsun diye çalışılacak.
Projenin finansal büyüklüğünü pek konuşmak istemese de, "En az 500 bin ama 1.5 milyon liranın da üzerine çıkabilir. Truva'ya hep yabancı diye baktık ama üstünde biz yaşıyoruz. Elimizden geleni yapacağız" diyen Öztürk, bu projeye öylesine bağlanmış ki çok duygulu bir şiir dahi yazmış. Ez cümle hepimiz Çanakkale'de turizm alanında, önümüzdeki yıl büyük sıçramaya hazırlıklı olalım.