Beş yıldır ihracat şampiyonu ve Gaziantep'te vergi rekortmenleri listesinde birinci sırada yer alan Şölen Çikolata'nın CEO'su Elif Çoban, "Neyi, niçin terk ettiğimizi gözlerinizle görmeniz lazım" deyince, önceki gün kendimizi Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ndeki mega fabrikada bulduk.
Ancak işin çok ilginç bir yanı vardı. 120 bin metrekarede yani yaklaşık 17 futbol sahası büyüklüğünde, 'Endüstri 4.0' hedeflenerek, ileri teknolojiyi tüm altyapısında kullanarak dünyanın en teknolojik çikolata fabrikası için; Şölen, yine aynı bölgede 80 bin metrekarede yer alan ve durumu da hiç fena olmayan fabrikasını olduğu gibi bırakmıştı.
Hedef olunca, global oyuncuolmak 1989'da kurulmasına rağmen, yenileme yatırımları yerine şirket sıfırdan fabrika kurmayı daha uygun bulmuştu.
Elif Çoban tarafından yönetilen Şölen Çikolata'nın Gaziantep'te dünya standartlarında yaptığı fabrikayı yönetim kurulu üyelerinden Ali Çoban'nın da aralarında olduğu ekiple gezdik. Teknolojisiyle National Geographic'in 'mega fabrikalar' belgeseline de girmeyi başaran Şölen, inşaatına 2012'de başladığı yeni tesise, son 5 yılda 600 milyon lira harcamış. Hijyenin en üst seviyede uygulandığı ve robotların dans eder gibi ahenkle çalıştığı ve tüm makinelerin birbiriyle konuştuğu yeni üretim tesislerini gezerken en çok yapay zeka eseri olan akıllı depodan etkilendiğimi söylemeliyim. 100 kişinin yapacağı işi 30 katlı ve 60 bin paletli depoda 6 robot yapıyor. Ali Çoban, teknolojide geldikleri noktayı, 'Karanlık fabrikalarda üretim' olarak açıklıyor, tüm makineler birbiriyle mükemmel konuşunca insan hatası da en alt seviyelere iniyor.
100'ü aşkın ülkeye 200'ün üzerinde çikolatalı ve bisküvili ürünler ihraç eden Şölen, Gaziantep ve İstanbul fabrikasındaki 2016 cirosunu 763 milyon liradan bu yıl 1 milyar liranın üzerine çıkarmış. Elif Çoban, yüzde 20 büyümeye devam edeceklerini söylüyor.
Fabrikada en çok Endüstri 4.0'a göre tasarlanan üretim süreçleri dikkatimi çekiyor. Hammaddelerin reçete oranlarını hatasız alıp hazırlayan ve üretim hatlarına gönderen sistem, robotların yardımıyla el değmeden üretip, paketleyip, kısa sürede sevkiyata hazır hale getiriyor. Yani toz, un, şeker ve yağ gibi hammaddelerin müşteriye gidecek kamyona kadar tüm aşamaları tam otomasyon ile gerçekleşiyor. Türkiye'de organize sanayi bölgelerini dolaşıp, çağın ilerisinde kurulan böyle tesisleri görünce, ülkenin önünün apaçık olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.