İsimleri gündeme getirilip dursa da sizi bilmem ama ben TÜSİAD eski başkanlarından Ümit Boyner'in de Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Koç'un da siyasete bugün durduğu noktadan bir adım daha fazla yaklaşacağını zannetmiyorum. Niye böyle kesin bir ifade kullandım derseniz, bunca yılın ekonomi gazetecisi olarak, pek çok toplantıda bir araya geldiğim, defalarca röportaj yaptığım isimlere, her gazeteci gibi ben de yönelttim bu soruları.
Ancak bir kez dahi olumlu bir cevap almadığım gibi gelecek planları içinde de hibir zaman politikaya yer vermediler.
Üstelik mesela Ümit Boyner, 2014'te ismi yine cumhurbaşkanlığı için ortaya atıldığında, bu kez Twitter hesabını kullanarak net şekilde yalanladı bu tarz çıkışları. Cümlesini de "Kesin bilgi:
Cumhurbaşkanlığı dahil hiçbir siyasi görevle ilgilenmiyorum" diyerek bitirdi üstelik. Şimdi bu durumun Boyner için hala geçerliliğini koruduğunu ve açıklama yapmaya bile gerek duymadığını öğreniyorum.
Yani durum şu:
Siyaseti dizayn etmek isteyenler ve de politikacılar bir masa etrafında toplanıp çeşitli isimleri ortaya atıyor ancak o isimlerle konuşmayı, en azından ne düşündüklerine dair bir hava yoklamayı dahi akıllarına getirmiyorlar.
Getirseler, bu isimlerin hayatta siyasete girmek istemediğini de bizzat kendilerinden duyacaklar. Ben duyduğum için böyle net konuşuyorum.
İnsan bu kadar net duyduktan sonra hâlâ yazar mı işte onu bakın ben de bilmiyorum.
Kendi adıma ben çok çeşitli defa bu 'asla' 'söz konusu dahi değil' cümlelerini birinci ağızdan işittiğimden buraya da bir not düşeyim dedim.
Ha bu arada merak edenler olabilir.
Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner çok aktif bir işkadını.
Yani Türkiye'deki görevleri bir yana şu anda Fransız Euler Hermes'in de danışma kurulunda yer alıyor. Ümit Boyner'in dünyanın en büyük halka açık sigorta şirketi ABD'li Chubb'ın da danışma kurulunda olduğunu hatırlatayım.
Ali Koç'a gelince... Şu dünyada Koç Holding'de üstlendiği görevler bir yana, Fenerbahçe bir yana Koç için.
Koç'un Fenerbahçe'ye başkanlık yapmaktan başka büyük bir rüya gördüğünü hiç ama hiç zannetmiyorum.
Diyeceğim o ki cumhurbaşkanlığı arayışında olan kesimler daha gerçekçi daha bu işe yatkın ve evet diyecek isimler üzerinde yoğunlaşırlarsa hiç değilse boşa kürek çekilmemiş olur. Ne dersiniz?