Dünya çok hızlı değişiyor ve bu değişime en hızlı şekilde ayak uydurmanın tek yolu da eğitimden geçiyor. Denen o ki, 2015 yılında iyi bir pozisyon için bir insandan beklenen 3 yetkinlik 'Karmaşık problem çözebilme, takım çalışması ve insan yönetimi' olarak tanımlanırken, 2020'de ilk 3 yetkinlik; "karmaşık problem çözebilme, kritik düşünebilme ve yaratacılık" olarak değişecek.
Dahası Dünya Ekonomik Forumu'na göre, Türkiye'de 2015 ile 2020 arasında temel becerilerin tamamı değişecek. Türkiye'nin kas gücünde değil beyin gücünde çalışan insan kaynağını çoğaltması şart.
İşte bu nedenle fen, teknoloji, mühendislik ve matematik bercerileri (STEM) mezunlarının hem çoğalması hem de STEM eğitiminin niteliğinde reform şart. PwC tarafından Türk Sanaycileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) işbirliğiyle hazırlanan "2023'e Doğru Türkiye'de STEM Gereksinimi" rapora göre, Türkiye'de 2023 yılına geldiğimizde STEM mezunu istihdam 1 milyon artacak ancak bu rakamın yüzde 31'i olan 300 bin açık ortaya çıkacak. Aynı dönemde Türkiye, Pazar Dışı Hizmetler Sektöründe yaklaşık 490 bin STEM istihdam artışı karşısında 450 bin STEM açığı, bilgi, iletişim, bilimsel faaliyetler ile finans alanlarının da yer aldığı Ticari ve Diğer Hizmetler sektöründe ise 182 bin STEM istihdam artışı karşısında 120 bin STEM açığı ile karşı karşıya kalacak.
Doğrusu Türkiye gündeminin yavaşlayacağı falan yok. Bu karmaşada geleceğimizi en çok ilgilendiren eğitim meselesi hep geri planda kalıyor. Oysaki topyekun bir hareket şart.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, geleneksel e-posta'yı neredeyse hiç kullanmayan, her işini mobil cihazdan halleden bir yeni kuşağın varlığını hatırlatıyor ve "Şahane problemimiz de burada başlıyor. Nesnelerin internetinden söz edip duruyoruz. Yakın gelecekte bildiğimiz pek çok meslek yok olacak" diyor. Zaten PwC'nin araştırmasına göre bugün ilkokulda okuyan çocukların yüzde 65'i bugün hiç bilmediğimiz meslekleri yapacak. PwC, 2023 yılı için tüm sektörlerdeki toplam istihdamın 34 milyonu bulacağını ve bu rakamın 3.5 milyonun da STEM mezunlarından oluşacağını öngörüyor.
Dernekte bilgi teknolojileri alanındaki çalışmalara öncülük eden Burak Aydın, 17 milyon nüfuslu Hollanda'nın akıllı tarım uygulayarak 90 milyar dolar tarım ihracatı gerçekleştirdiğine dikkat çekiyor ve 80 milyonluk Türkiye'nin akıllı tarım yapmadığı, hala geleneksel yollarda olduğu için, vahşi sulama yaptığı için tarım ihracatının da 20 milyar dolarda kaldığını söylüyor.
Aydın, "Yetkinlikler değişecek. Kişisel sağlık alanında müthiş bir gelişme var. Programlanabilen probiyotiklerden bahsediliyor. Yakında pazarlama teknolojisti diye bir meslek çıkacak mesela" diyor ve STEM'e sanatı da eklediklerini anlatıyor.
Öyleyse ne duruyoruz? Hakikaten Türkiye'yi ben kadınların ve çok iyi eğitimden geçen gençlerin zıplatacağına eminim. Yaratacılık Türkiye'nin eksenine oturmalı. Bunun için de eğitim çağındaki 18 milyon çocuğa ve gence daha çok yoğunlaşmalıyız.