Türkiye'nin önümüzdeki yıllarına şekil verecek referandum süreci de bugün oy vererek tamamlanınca, artık ülkemizde sıranın gerçek gündem maddelerine gelmesini bekleyebiliriz. Beklemeliyiz.
Mesela eğitim konusunda topyekûn bir seferberliğe ihtiyacımız var.
14 yıllık Tesla'nın piyasa değerinin 113 yıllık Ford'dan çok daha fazla ettiği, çok ama çok şaşırtıcı günleri yaşıyoruz. Bilişim teknolojilerinin ne kadar önemli olduğu çok açıkken çocuklarımız henüz kodlama odaklı bir eğitim almıyor.
Dolayısıyla yapacak çok şey var.
Bu nedenle Türkiye'nin ilk ve tek bilişim teknolojilerine odaklı özel meslek lisesi zinciri için harekete geçen girişimci Zeynep Dereli'yi dinleyince seviniyorum.
İstanbul, Ankara ve Bursa kampuslerinde önümüzdeki eğitim yılında öğretime başlayacak olan Teknoloji ve İnsan Kolejleri (TINK) Kurucu Ortağı ve CEO'su olan Dereli, nitelikli insan kaynağı yetiştirmek için, bilişim teknolojilerini odağına koyarak yola koyulmuş. Dereli'nin ABD ve İngiltere'de prestijli okullarda okuduktan ve çalıştıktan sonra oralarda kalma imkânı varken, kendi ülkesine dönüp bu ülkeye katkı vermek için uğraşan isimlerden olduğunu da belirtmeliyim.
Devlet, organize sanayi bölgelerinde meslek liseleri açmaya karar veren girişimcilere teşvik veriyor. Öğreniyorum ki geçen yılın haziran sonunda organize sanayi bölgesi dışında açılacak olan meslek liselerine de teşvik verilmeye başlanmış ancak daha da önemlisi 2016 yılının aralık ayında bilişim teknolojileri de teşvik kapsamına alındı.
Devletin desteği, okul ücretine katkı şeklinde oluyor. Yani eğitim ücretinin yarısını devlet karşılıyor.
İstanbul Maker Lab'ın kurucusu Ongun Tan ve 36 tane sağlık meslek lisesi kuran Fatih Özufacık'ın da aralarında olduğu 6 ortakla birlikte teknoloji odaklı meslek lisesi için harekete geçen Dereli, bu teşviklerden de yararlandıklarını ve bu okullarda okuyacak çocukların ödeyeceği ücretin erişilebilir fiyatlarda olacağını söylüyor.
İlk kampusunu Kurtköy'de kurdukları okulların her biri için 2 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını ve yapacaklarını anlatan Dereli, Endüstri 4.0'ı eğitime taşıyarak öğrencileri, değişen dünyaya daha liseden hazırlamayı hedefliyor.
Anlattıkları oldukça değişik. Şu an bazı özel okullar dışında pek rastlamadığımız bir öğretim şekli. Sınıfları esnek eğitim modeline göre dizayn ediyorlar, çocukların içinde olmaktan mutlu olacakları sınıflar kurguluyorlar.
"Tarih öğretirken aynı anda tarihle matematiği birlikte okutabileceğimiz büyüyüp, küçülebilen sınıflarımız var" diyor Dereli.
Özetle bu okullarda okuyacak çocuklar, siber güvenlik uzmanı ya da veri analisti olacak bir teknoloji eğitiminden geçecek. Yapay zekayla çalışan mucit çocuklar bu okullarda yetişsin diye uğraşıyor Dereli. Kuşkusuz dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok.
Bu konuda gelişmiş ülkelerde neler yapıldığı ortada. Dereli ve ekibi de iddialı okulları dolaştıklarını ve okulu kurgularken dünya örneklerine baktıklarını söylüyor.
Lisede bilişim teknolojilerini iyi öğrenen çocukların Türkiye'nin gelişmesinde ne büyük rol oynayacakları hepimizin malumu olmalı ve bu okulların çoğalması için uğraşmalı ve daha çok girişimciyi eğitim konusuna yönelmeye teşvik etmeliyiz.