Son günlerde katıldığım her toplantıda uluslararası terör konuşuluyor. 21'inci yüzyılın en büyük trajedisi olan Suriyeli göçmenlerin yaşadığı acılar da her konuşmada öne çıkıyor. Nitekim 18'inde başlayan ve dün sona eren Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'ne önceki gün Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar- Kitaroviç ile birlikte katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de yaşayan göçmenlerle ilgili çarpıcı rakamları arka arkaya sıraladı. Kuşkusuz mülteci sorunu bir istatistikten ibaret değil ama rakamlar öylesine çarpıcı ki sürekli dile getirmek gerek artık.
Öğrendik ki İstanbul'a gelen göçmen sayısı 500 bine ulaşmış. Şimdiye kadar 2.5 milyon Suriyeli'ye kapısını açan Türkiye'nin kamplarda yaşayan 280 bin Suriyeli için de Erdoğan harcanan paranın 8.4 milyar doları bulduğunu söyledi. Erdoğan'ın "Terör Paris'te kapıyı çaldı. Bitti mi? Başka bir yerde de çalar" cümlesinin üzerinden 24 saat dahi geçmeden bu kez haber ajansları Mali'de silahlı saldırganların 170 kişiyi rehin aldığı haberini geçiyordu.
Paris'teki korkunç saldırıdan bir gün sonra Antalya'da başlayan G20 Zirvesi'nde terörle mücadele için ülkelerin hemen yeni bir stratejiye geçileceğini, ciddi önlemler alınacağını düşündüm. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada da uluslararası terörle mücadele için güçlü bir çağrıda bulunmuştu. Gel gör ki bu kadar ciddi bir konu olsa bile harekete geçilmesi zaman alıyor.
Erdoğan Atlantik Konseyi'nin toplantısında da bir kez daha terörün ve göçün gerekçesinin yoksulluk olduğunu, sefalet bataklığının kurutulması için el ele vermek gerektiğini söyledi. Başta İstanbul'da olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanına yayılan Suriyeli göçmenlerin gerçekten zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini hepimiz biliyoruz. Çocukları eğitim almıyor ve de duyuyoruz ki zaman zaman yaşadıkları yerlerde büyük kavgaların içinde buluyorlar kendilerini. Dün mesela üstelik de Dünya Çocuk Hakları Günü kutlanırken, ne yazık ki Türkiye'de iki Suriyeli çocuğun sopayla öldürüldüğü haberini geçti ajanslar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği gibi toplumda büyük bir travmaya yol açan ciddi bir göçmenlik sorunuyla boğuşan Türkiye'ye batı bugüne kadar ne yardım etti ne de bir çözüm önerisi sundu. Suriyeli göçmenler boğulma, soğuktan donma pahasına Avrupa'nın kapısına dayanmasa, terör yüzünü Paris'te göstermese işin ciddiyeti anlaşılmayacaktı bile. Peki bir arpa boyu yol alındı mı son 10 günde? Keşke cevabım evet olsaydı ama hayır!
Bakalım dünyada daha ne büyük dramlar yaşanacak ki topyekun insanlık ayağa kalksın!