Zorlu Enerji kasım ayında Türkiye'de yapılacak olan G20 Zirvesi'nin iş dünyası açılımı olan B20 etkinliklerine stratejik iş ortağı olarak katılıyor. Önceki gün Zorlu Holding CEO'su Ömer Yüngül, Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak ve BNEF Uygulamalı Araştırmalar Başkanı Itamar Orlandi ile buluşma sebebimiz, G20 Zirvesi'nin ajandasına girmek için hazırlanan "Güneş Enerjisi Raporu" idi.
Türkiye'de 2023 yılına kadar planlanan 12 bin 700 MW'lik güneş enerjisi yatırımının gerçekleşmesi halinde, güneş enerjisinin ekonomiye katkısı şöyle: Bu durum Türkiye'nin cari açığına yüzde 7 ila 10 arasında katkıda bulunacak. 3.2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını ikâme edecek. Atmosfere 12.3 milyon ton karbondioksit gazının engellenmesi sağlanacak. 3 bin MW gücündeki termik santral ikâme edilmiş olacak. 1 milyon ağacın karbon tutumuna eşdeğer enerji üretilecek.
Öyle anlaşılıyor ki Türkiye ev ödevlerini eksiksiz yaparsa, devlet güneş enerjisinin önündeki yatırımcıyı bezdiren başta lisans olmak üzere düzenlemeleri pozitif yönde değiştirdiği takdirde pek çok stratejik yatırımcı büyük yatırımlara girişecek. Bu yatırımlar güneş paneli üretiminden, depolama da önem kazanacağından pil üretimine kadar pek çok alanda olacak ve üstelik de Türkiye eski teknolojilerin bir çöplüğü haline gelmeyerek, en son teknolojilerle öne çıkacak. Mesela Ömer Yüngül'ün konuşmasından, Zorlu'nun güneş konusunda en az 500 milyon dolarlık yatırımının hazır beklediğini anlıyorum.
Yüngül, güneş enerjisini öylesine önemsiyor ki, "Güneş işi temel sektör. O kadar ki nasıl telefon işi bir zamanın başlangıcıysa, güneş de bundan sonraki yıllara damgasını vuracak bir konu. Enerjiyi depolama, malzeme bilgileri açısından yeni bir zamanın habercisi olarak görüyoruz" diyor.
Volkswagen skandalına atıfta bulunan Yüngül, "Hepimizin fiyat farkı verip aldığı dizel araçlar sorgulanıyor bugün.
Karbon salınımı en önemli konu. Bir anda yönümüz değişecek. Sırf araba, güneş paneli diye bakarsak çok kısır bir döngüye gireriz. Bence bunun altı çok daha derin. Güneş enerjisinde ülkelerin fark yaratacağı sanayi atılımları olacak" diyerek ilginç noktalara parmak basıyor.
Rapora dönecek olursam, araştırmada güneş enerjisi doğurgan ve keşfedilmemiş bir enerji kaynağı olarak tanımlanıyor. Türkiye her ne kadar 2023'e 13 bin MW'lik bir hedef koymuşsa da hali hazırda 100 MW'lik güneş enerjisi üretimi var. Oysa 2023 hedefine ulaşmak için her yıl 2 milyar dolarlık bir yatırım yapmaya başlamak gerekiyor.
Mesela Almanya gibi güneş açısından hiç de şanslı olmayan bir ülkede 40 bin MW'lik güneş enerji üretimi olduğu düşünülecek olursa, Türkiye'nin aslında ne kadar geç kaldığını daha iyi anlayabiliriz.
Raporda, 2040 yılına kadar tüm dünyada ortaya çıkacak yeni elektrik üretim kapasitesinin yüzde 60'ını ve 12 milyar doları aşması beklenen yeni enerji yatırımlarının yüzde 65'ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturacağı belirtiliyor. Bugün toplam elektrik üretimi içinde yaklaşık yüzde 2 paya sahip olan güneş enerjisinin 2040 yılında yüzde 26 oranında pay alabileceği vurgulanıyor.
Sinan Ak, "Yenilenebilir enerji teknolojileri her yıl daha hızlı gelişiyor ve maliyetler düşüyor. Türkiye'de de maliyetlerin buna paralel olarak yüzde 50 oranında düşeceği tahmin ediliyor" diyor.
Bakalım Türkiye, G20 Zirvesi'nin ardından enerji politikasını nasıl yeniden dizayn edecek ve güneş enerjisine nasıl bir yol açacak?