Siyasetin bitmek bilmez 'belirsizlikleri' ya da kendi kendini tekrarları içinizi sıktığında yönünüzü yarınlardan söz eden insanlara dönün. İçiniz açılacak.
Ben dün öyle yaptım ve gelen toplantılar içinden seçimimi, ne zaman adını duysam koşa koşa dinlemeye gittiğim Intel Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz'den yana kullandım. İyi de ettim.
Biz Türkler başka ülke insanlarına pek benzemeyiz.
Yani bir İngiliz gidip de dünyanın önemli bir şirketine yönetici olsa İngiltere'de bu bir sevince yol açmaz. Biz de öyle mi? Muhtar Kent'i Coca-Cola'nın, Fatih Birol'u Uluslararası Enerji Ajansı'nın başında ve İldeniz'i Silikon Vadisi'nin en önemli şirketlerinden Intel'in tepesinde görmek hepimizi mutlu ediyor.
Ama şu da çok güzel; mesela bu saydığım isimler bir yandan çok önemli işlere imza atarken, diğer yandan da buldukları her fırsatta koşarak Türkiye'ye geliyor, her platformda deneyimlerini paylaşarak ülkenin gelişmesine katkı yapmaya çalışıyor.
Cansen Başaran Symes, başkanı olduğu TÜSİAD'da yuvarlak masa toplantıları, teknoloji gibi önemli konuları ön plana alan yeni ajandasıyla 'siyaset'ten başka bir şey konuşamayan Türkiye'ye yeni pencereler açıyor. Ayşegül İldeniz'in davet edildiği "2025 Vizyonunda Bireyler ve Teknoloji" konulu toplantı da bunlardan biriydi.
İldeniz daha önce dinlediğimde eğitim sistemine robotik, kodlama ve bilim derslerinin bir an önce girmesi için çağrı yapmıştı, bunu da yazmıştım. Bu çağrıyı yineledi ve "Yoksa Rus, Çinli, Romanyalı, Kenyalı çocuklar Türk çocuklarını geçecek" dedi ve dünyanın çok daha eşit ve dümdüz olduğunu, giyilebilir teknolojiler konusunda ülkelerin, şirketlerin nasıl büyük bir çalışmanın içinde olduğunu anlattı. Ezberbozan inovasyondan söz ederken, 35 yıl öncesinin en önemli bilim kurgu dizisi Uzay Yolu'ndaki ışınlanma, ışık hızında seyahat dışında her teknolojinin bugün günlük hayata girdiğini hatırlatarak şu ilginç konuşmayı yaptı: "35 yıl nedir ki insan ömründe?
Ben size önümüzdeki 10 yılda çok daha fazlası yapılacak diyorum şimdi. Düşünün ki 1981'de uzaya ilk fırlatılan mekiğin gücü, şu anda hepinizin akıllı telefonundaki güçten daha azdı. Yani o bilgi, teknoloji elimizde var. Peki bununla ne yapıyoruz?
İşte buna kafa yormalı.
2020 yılında 50 milyar internete bağlı cihaz çıkacak. 7 milyar insan var. Bu demek oluyor ki, kullandığımız, var olan her şey ama her şey akıllanacak. Sadece geçen yıl 17 otomotiv şirketi Silikon'a gelip inovasyon merkezi kurdu.
Evet hepsi sürücüsüz araçların yakında hayata geçeceğini biliyor.
Gelişmenin dışında kalmak istemiyor. Kazaların yüzde 90'ı insan kaynaklı. Sürücüsüz araçla kaza riski ortadan kalkınca bunun sigorta sektörüne etkisini düşünebiliyor musunuz?"
Kolunda stresini ölçen akıllı ve şık bileziği, kulağında yapay zeka ürünü birçok bilgiyi not eden ve ona göre hayatı kolaylaştıran kulaklığı, elinden düşürmediği Intel'in 'edison' çipiyle İldeniz hepimizi bambaşka bir dünyaya yolculuk yaptırdı.
Ekibinin yaptığı stres seviyesi yükselince genişleyen elbise gibi birçok yeni üründen söz etti ve şirketlere, yöneticilere, "Kendi iş modellerinizin ortadan kalkmasından korkmayın. 'Benim iş modelimi bozan bir iş modeli istemiyorum' tavrından vazgeçin.
İnovativ genç insanları içinize alın. Kendi şirketinizde onların fikirlerine yer veremiyorsanız, böyle start-up şirketleri destekleyin, yatırım yapın, sonunda çok da para kazanırsınız" tavsiyesinde bulundu.